Examples of using "Chris" in a sentence and their turkish translations:
Chris'in bir arabası yoktu.
Chris yarın çalışamaz.
Chris'in süreceği bir arabası yoktu.
Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.
Chris o zor ev ödevinden çok iyi bir not aldı.
- Chris'i sevmiyorum çünkü o çok kaba ve duyarsız.
- Çok kaba ve duyarsız olduğu için Chris'ten hoşlanmıyorum.
Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.