Examples of using "Benehmen" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un davranışları kabul edilebilir değildi.
Onun davranışı dramatikti.
Öyle davranmamalısın.
Onun kaba davranışı beni kızdırır.
Doğal davranmaya çalış.
Dikkatli davranmalısın.
Onun antisosyal davranışları, onu izole etti.
Daha iyi davranmaya çalışmalısın.
Tom'un davranışı için özür dilerim.
Onun davranışı ortama uygundu.
- Çocuklar yetişkin gibi davranmak isterler.
- Çocuklar yetişkinler gibi davranmak isterler.
Bütün öğretmenler böyle davranmaz.
Keşke Jim kendisi gibi davransa.
Keşke Tom terbiyesini takınsa.
Bazı turistlerin kötü davranışları var.
Çocuk nasıl davranacağını bilmiyor.
Onun davranışına güçlükle katlanıyorum.
- Kendine gel.
- Terbiyeni takın.
Tom'un partideki davranışı affedilmezdi.
Gerçekten Tom'un terbiyeli davranmasını diliyorum.
Tom'un iyi davranışlarından çok etkilendim.
Mary oğlundan terbiyesini takınmasını istedi.
Onun davranışı gerçekten sinirlerimi bozdu.
Onun iyi davranışından çok etkilendim.
Kedi garip biçimde davranmaya başladı.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
Onun kaba davranışına göz yumamam.
Tom'un böyle davrandığını hiç görmedim.
Annem bana kendime gelmemi söyledi.
- İngiliz futbolu hayranları bazen çığırından çıkarlar.
- İngiliz futbolu hayranları bazen kontrolden çıkarlar.
Görevini kötüye kullanmaktan çekinmez.
Hepinizin uslu durmasını istiyorum.
- O çok kaba.
- O çok saygısız.
- O çok edepsiz.
- O çok nezaketsiz.
Annem bana terbiyeli davranmak zorunda olduğumu söyledi.
O öyle davranmak için çıldırmış olmalı.
Chris'in kabaca davranması sıradışı idi.
Tom, sen bir yetişkinsin. Bir yetişkin gibi davranmaya çalış.
- Sofrada nasıl davranılacağını bilmiyor.
- Masada nasıl davranılacağını bilmiyor.
- Mademki büyüyorsun, böyle davranmamalısın.
- Artık büyüdüğüne göre bu şekilde davranmamalısın.
Eğer kültürlü bir adamsan, hoşgörüyle davran.
İnsanlar sanki o kuşağın parçası gibi rol yapmaya başladılar
Niçin bir beyefendi gibi davranmaya çalışmıyorsun?
Sonuçta biri Tom'a terbiyeli davranması gerektiğini söylemek zorunda kalacak.
Çocuklarının iyi davranması Mary için çok önemlidir.
Artık büyüdün, bir çocuk gibi davranmamalısın.
Tom ve Mary yeni evlendi ama onlar yeni evlenmiş gibi davranmıyorlar.
Kabalığım için özür dilerim.
Bir çocuk gibi davranma.
Tom kardeşinin davranışlarından sorumlu olduğunu dikkate almadı.
Garip biçimde davranmaya başladı.
Ancak partideki herkesin en kötü davranan kişi olduğunu söyleyemezsiniz.
Onun partideki davranışı o kadar komikti ki kendimi gülmekten alamadım.
Bebek gibi davranmaya son ver.
Tom'la konuşmaya başladık ve ona hiçbir belirsizliğe yer bırakmaksızın nasıl davranacağını söyledik.
Neden bu kadar garip biçimde davranıyorsunuz?
Onun davranışı için herhangi bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Aynı zamanda, onun söylemek zorunda olduğunu dinlememiz gerekiyor.
Yaramazlık etmeyin.
Kadın olmak zordur. Erkek gibi düşünmeyi, hanımefendi gibi davranmayı, genç kız gibi görünmeyi ve de eşek gibi çalışmayı gerektirir.
Ben senin kaba davranışlarından memnun değildim.