Examples of using "Café" in a sentence and their turkish translations:
Kafeterya nerede?
O, kafede kahvaltı yiyor.
Bu kahvehane rahat.
Kafe öğrenciler tarafından işletilir.
Affedersiniz, kafe nerede?
Bir kafe var mı?
Onunla kafede buluştu.
Sami Leyla'yı kafede gördü.
Yerel kahve dükkanında çalışmak istiyorum.
Bir kafede kahvaltı yapmak istiyorum.
O onunla bir kafeteryada buluşmayı kararlaştırdı.
Sola dönün, kafeyi bulacaksınız.
Mary yerel bir kafede bir garson olarak çalışıyor.
Her gün kafeye gidip kahve içerim.
- Kafede bir fincan kahve içtim.
- Kahvehanede bir fincan kahve içtim.
Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
Sana hakkında bahsettiğim kafeye gittik.
Oradaki kafeteryada bir fincan kahve içmeye gidelim.
Yolun hemen aşağısında, sevdiğim bir kahvehane var.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.
Tom ilk kez Mary ile Boston'da bir kafede tanıştı.
Ben kafeteryaya girdiğimde, iki tane genç adam televizyonda bir güreş maçını izliyordu.