Translation of "Beibringt" in Turkish

In dem er Kindern aus benachteiligten Hintergründen beibringt,

hayatı nasıl tasarlayacaklarını öğreten ''Play For Tomorrow''

Kinder lernen sprechen, ohne dass man es ihnen beibringt.

Çocuklar konuşmayı öğretilmeden öğrenirler.

Und es fiel mir auf, dass er mir so viel beibringt.

Bana ne kadar çok şey öğrettiğini fark ettim.

Ist das nicht skurril? Ein Ausländer, der einem Einheimischen das Feilschen auf dem Basar beibringt!

Garip değil mi? - Yabancı biri yerli birine çarşıda nasıl pazarlık yapılacağını gösteriyor.

Ich möchte sehr gern, dass Tom mir beibringt, ein paar Akkorde auf meiner Gitarre zu spielen.

Benim gerçekten istediğim Tom'un bana bilgisayarımdaki birkaç akordu nasıl çalacağımı bana öğretmesidir.