Translation of "Beheimatet" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "Beheimatet" in a sentence and their turkish translations:

Und beheimatet riesige Steilküsten,

ve devasa deniz kayalıklarının,

In Japan sind viele Vogelarten beheimatet.

- Japonya'da birçok kuş türü yaşar.
- Japonya'da birçok kuş türü yaşıyor.

Der Wald beheimatet viele verschiedene Arten von Pflanzen und Tieren.

Orman, bitkilerin ve hayvanların birçok farklı türleri için yuvadır.

Diese winzige Insel vor Mossel Bay in Südafrika beheimatet 4000 Südafrikanische Seebären.

Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.

- Diese Pflanze ist in Kanada beheimatet.
- Diese Pflanze ist in Kanada heimisch.

Bu bitki Kanada'ya özgüdür.