Examples of using "Winzige" in a sentence and their turkish translations:
Onun küçücük ayakları var.
Tom'un minik ayakları var.
Küçük hayvanlar, örneğin kriller plankton yerler.
Bakteriler sadece küçük, zararsız hücrelerdir.
Bu ufak çekirge faresi, akrepten uzak dursa iyi eder.
Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.
Dünya ve Güneş, Samanyolu Galaksi'sindeki milyarlarca yıldız arasında sadece ufacık noktadırlar.
Tüm Dünya'da aynı sorun var. Gözle görünmeyen küçücük virüs sonumuzu hazırlıyor.
Küçük bir yılan olduğu için insanlar "Bir şey olmaz ya" deyip hemen hastaneye gitmiyorlar.