Examples of using "Ausgerechnet" in a sentence and their turkish translations:
Neden o şarkıyı söylemeyi seçtiniz?
Burada bu konuda konuşmak zorunda mıyız?
Bunu hesap makinesi olmadan hesapladığın doğru mu?
Moğolistan'da her yerde onunla karşılaştım.
Ñato hesaplamış, üçümüz birlikte, kadınlarımızla geçirdiğimizden daha çok vakit geçirmişiz.
O, yemek sunulduğunda doğru tuvalete gitmek zorunda. O hep böyle uygunsuz zamanlarda bir şeyler yapıyor.