Translation of "Schwanz" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Schwanz" in a sentence and their turkish translations:

Also Schwanz

yani kuyruk

Lutsch meinen Schwanz.

Kamışımı somur.

Diese Katzenart hat keinen Schwanz.

Bu tür kedinin kuyruğu yoktur.

Tom hat einen kleinen Schwanz.

Tom ufak bir penise sahip.

Jeder Fuchs lobt seinen Schwanz.

Herkes kendi yaptığıyla övünür.

Der Hund wedelte mit dem Schwanz.

Köpek kuyruğunu salladı.

Mein Hund wedelt mit dem Schwanz.

Benim köpek kuyruğunu sallıyor.

Eine Kuh hat einen langen Schwanz.

Bir ineğin uzun bir kuyruğu vardır.

Mein Hund hat einen langen Schwanz.

Köpeğimin uzun bir kuyruğu var.

Toms Eichhörnchen hat einen flauschigen Schwanz.

Tom'un sincabının kabarık bir kuyruğu var.

Der Bär hat einen kurzen Schwanz.

Ayının kısa bir kuyruğu var.

Dieser Hund hat einen kurzen Schwanz.

O köpeğin kısa bir kuyruğu var.

Der Hund wedelt mit dem Schwanz.

Köpek kuyruğunu sallıyor.

Der Junge ergriff den Hund beim Schwanz.

Çocuk köpeği kuyruğundan yakaladı.

Zäum das Pferd nicht beim Schwanz auf!

İşe tersinden başlamayın.

Der Junge fasste die Katze beim Schwanz.

Oğlan kediyi kuyruğundan yakaladı.

Das Kind erwischte die Katze am Schwanz.

Çocuk, kedinin kuyruğuna vurdu.

Mein Hund hat einen sehr langen Schwanz.

Köpeğimin çok uzun bir kuyruğu var.

Ich soll die Klapperschlange also am Schwanz packen?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Der Hund biss die Katze in den Schwanz.

Köpek kediyi kuyruğundan ısırdı.

Der Hund fraß den Fisch, Gräten, Schwanz, alles.

Köpek balığı, kemikleri, kuyruğu ve hepsini yedi.

Eine Katze hat einen Schwanz und vier Beine.

Bir kedinin bir kuyruğu ve dört bacağı var.

Du hättest fast auf den Schwanz des Hundes getreten.

Neredeyse köpeğin kuyruğuna basıyordun.

Ein Kaninchen hat lange Ohren und einen kurzen Schwanz.

Bir tavşanın uzun kulakları ve kısa bir kuyruğu var.

Der Fuchs hat einen langen Schwanz und spitze Ohren.

Tilkinin uzun bir kuyruğu ve sivri kulakları vardır.

Sollen wir sie am Schwanz packen, oder den Kopf fixieren?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Packen wir sie am Schwanz oder fixieren wir den Kopf?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Packen wir sie am Schwanz oder fixieren wir ihren Kopf?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Sollen wir sie am Schwanz packen oder ihren Kopf fixieren?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Soll ich sie am Schwanz packen oder ihren Kopf fixieren?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Als er mich erblickte, wedelte der Hund mit dem Schwanz.

Beni görünce, köpek kuyruğunu salladı.

Der Schwanz eines Fuchses ist länger als der eines Kaninchens.

Tilkinin kuyruğu tavşanınkinden uzundur.

- Pass auf, dass du dem Hund nicht auf den Schwanz trittst!
- Passen Sie auf, dass Sie dem Hund nicht auf den Schwanz treten!

Köpeğin kuyruğuna basmamak için dikkatli ol.

Aber der hat kleine Klauen und einen großen Giftsack am Schwanz.

Bunun gibi küçük pençeleri ve kuyruğunda büyük bir zehir kesesi varsa

Sollen wir sie am Schwanz packen oder fixieren wir ihren Kopf?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Soll ich sie am Schwanz packen oder fixieren wir ihren Kopf?

Onu kuyruğundan mı yakalayalım, başından mı?

Der Hund hat den Fisch ganz, samt Gräten und Schwanz, gefressen.

Köpek balığı, kemikleri, kuyruğu ve hepsini yedi.

Es war gemein von Mary, das Kätzchen am Schwanz zu ziehen.

Kedi yavrusunun kuyruğunu çekmek Mary'nin yaramazlığıydı.

Ich soll die Klapperschlange also fangen, indem ich sie am Schwanz packe.

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Oder wir packen sie am Schwanz und bleiben weit weg von ihrem Kopf.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder ich versuche, sie am Schwanz zu packen, weit weg von ihrem Kopf.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder wir versuchen, sie am Schwanz zu packen, weit weg von ihrem Kopf.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder ich packe sie am Schwanz und bleibe weit weg von ihrem Kopf.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder ich versuche, den Schwanz zu packen und weit weg vom Kopf zu bleiben.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Ich soll also versuchen, die Klapperschlange zu fangen, indem ich sie am Schwanz packe?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Oder ich packe sie am Schwanz und bleibe ganz weit weg von ihrem Kopf.

Ya da kuyruğunu tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Oder wir versuchen, sie am Schwanz zu packen und bleiben weg von ihrem Kopf.

Ya da onu kuyruğundan tutmaya ve başından uzak durmaya çalışırım.

Es ist besser, der Kopf eines Hundes zu sein, als der Schwanz eines Löwen.

Bir aslanın kuyruğu olmaktansa bir köpeğin başı olmak daha iyidir.

- Eine Kuh vertreibt Fliegen mit ihrem Schwanz.
- Eine Kuh vertreibt mit ihrem Schwanze Fliegen.

Bir inek kuyruğu ile sinekleri kovar.

Auf dem Friedhof gibt es die Statue einer Schlange, die sich in den Schwanz beisst.

Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.

- Sie sind einfach voneinander zu unterscheiden.
- Der Engel hat zwei Flügel, der Teufel hat einen Schwanz.

Meleklerin iki kanadı, Şeytan'ın bir kuyruğu vardır.

Es hatte den Kopf einer Frau, den Körper eines Löwen, die Flügel eines Vogels und den Schwanz einer Schlange.

O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.

Amerika ist ein großer kameradschaftlicher Hund in einem sehr kleinen Raum. Jedes Mal, wenn er mit dem Schwanz wedelt, schmeißt er einen Stuhl um.

Amerika, küçük bir odadaki arkadaş canlısı büyük köpek gibidir. Ne zaman kuyruğunu sallasa bir sandalye devirir.