Translation of "Leid" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Leid" in a sentence and their turkish translations:

Geteiltes Leid ist halbes Leid.

- El ile gelen düğün bayram.
- Mutsuz insanlar diğer insanların da mutsuz olmalarını isterler.

- Was tut dir leid?
- Was tut euch leid?
- Was tut Ihnen leid?

Neye üzülüyorsun?

- Tut dir Tom etwa leid?
- Tut euch Tom etwa leid?
- Tut Ihnen Tom etwa leid?

Tom için gerçekten üzgün hissediyor musun?

- Es tut mir leid für sie.
- Sie tut mir leid.

Ben onun için üzülüyorum.

Es tut mir leid! Es tut mir ja so leid!

Üzgünüm. Çok affedersin.

- Es tut mir sehr leid.
- Das tut mir sehr leid.

Bunun hakkında çok üzgünüm.

- Das letztens tut mir leid!
- Tut mir leid wegen neulich!
- Was letztens passiert ist, tut mir leid!

Geçen gün için özür dilerim.

Wir können Leid mildern,

Bizim acıları dindirme, hayatı genişletme

Es tut mir leid.

Kusura bakmayın.

Sie tun uns leid.

Onlar için kendimizi kötü hissediyoruz.

Es tut uns leid.

Üzgünüz.

Es tut Tom leid.

Tom üzgün.

Tom tut mir leid.

Tom için kötü hissediyorum.

Das tut mir leid.

Onun için üzgünüm.

Oh, tut mir leid.

Oh,üzgünüm.

- Entschuldigung!
- Tut mir leid!

Affedersin!

Tom tat mir leid.

Tom için üzüldüm.

Er tat mir leid.

Onun için üzgün hissettim.

Sie tat mir leid.

Kendimi onun için üzgün hissettim.

Du tatest mir leid.

Senin için üzüldüm.

Ich bin Boston leid.

Boston'dan bıktım.

Keine Liebe ohne Leid.

Acısız aşk olamaz.

Melanie tut mir leid.

- Melanie için üzülüyorum.
- Melanie'ye üzülüyorum.

Tut dir Tom leid?

Tom için üzülüyor musun?

Tom tat allen leid.

Herkes Tom'a üzüldü.

Tut mir leid deswegen.

Onun için üzgünüm.

Das tut uns leid.

Biz bu konuda üzgünüz.

Was tut dir leid?

Ne için üzgünsün?

Es tat mir leid.

Üzgündüm.

Geteiltes Leid verringert sich.

Paylaşılan acı azalır.

Er tut mir leid.

Onun için üzülüyorum.

Tom tut es leid.

Tom üzgün.

Sie tun mir leid.

Onlar için kötü hissediyorum.

- Dir muss nichts leid tun.
- Es muss dir nichts leid tun.

Senin, hakkında üzülecek bir şeyin yok.

- Das gestern tut mir leid.
- Es tut mir leid wegen gestern.

Dün için üzgünüm.

- Der arme Hund tat mir leid.
- Mir tat der bedauernswerte Hund leid.

Ben zavallı bir köpek için üzgün hissettim.

Du tust mir wirklich leid.

Gerçekten sana acıyorum.

Es tut mir schrecklich leid.

Çok üzgünüm.

Tut mir leid wegen früher.

Daha önce söylediklerim için üzgünüm.

Tom wird es leid tun.

Tom üzülecek.

Es tut mir sehr leid.

Çok üzgünüm.

Jetzt tut sie mir leid.

Şimdi onun için kendimi üzgün hissediyorum.

Es tut mir wirklich leid!

Gerçekten üzgünüm.

Es tut mir wirklich leid.

Gerçekten üzgünüm.

Oh, tut mir wirklich leid.

Ah, gerçekten üzgünüm.

Er tat mir fast leid.

Neredeyse kendimi onun için kötü hissettim.

Das tut mir sehr leid.

Bunun hakkında çok üzgünüm.

- Es tut mir leid.
- Entschuldigung!

- Özür dilerim.
- Üzgünüm.

Ich bin die Arbeit leid.

İşten bıktım.

Das tut uns sehr leid.

Biz onun hakkında çok üzgünüz.

Das tut mir wirklich leid.

Bu konuda gerçekten üzgünüm.

Das tut mir leid, Tom.

Bu konuda üzgünüm, Tom.

Es tut uns allen leid.

Hepimiz üzgünüz.

Es tut uns auch leid.

Biz de üzgünüz.

Tom tut es sehr leid.

Tom çok üzgün.

Tom tut mir beinahe leid.

Tom için neredeyse üzülüyorum.

Es tut mir echt leid.

- Çok üzgünüm.
- Ben çok çok üzgünüm.

Er tut mir fast leid.

Ben neredeyse onun için üzülüyorum.

Es tut uns sehr leid.

Çok üzgünüz.

Die Kinder tun mir leid.

Çocuklar için üzülüyorum.

Tom tat uns allen leid.

Hepimiz Tom için üzüldük.

Es tut Tom wirklich leid.

Tom gerçekten üzgün.

Tom tut mir fast leid.

Neredeyse Tom için kendimi kötü hissediyorum.

Tom tat mir fast leid.

Neredeyse Tom için üzülüyordum.

Es tut mir leid, Tom.

Üzgünüm, Tom.

Tom tut mir irgendwie leid.

Tom'un hâline biraz üzülüyorum.

Sie tun mir sehr leid.

- Onlar için çok üzgünüm.
- Onlar için çok üzülüyorum.

- Das tut mir so leid.
- Ich bin untröstlich.
- Das tut mir sehr leid.

Ben çok üzgünüm.

- Glaubst du, es tut ihr wirklich leid?
- Glaubt ihr, es tut ihr wirklich leid?
- Glauben Sie, es tut ihr wirklich leid?

Onun gerçekten üzgün olduğunu düşünüyor musun?

- Glaubst du, es tut ihm wirklich leid?
- Glaubt ihr, es tut ihm wirklich leid?
- Glauben Sie, es tut ihm wirklich leid?

Onun gerçekten üzgün olduğunu düşünüyor musun?

- Glaubst du, es tut Tom wirklich leid?
- Glaubt ihr, es tut Tom wirklich leid?
- Glauben Sie, es tut Tom wirklich leid?

Tom'un gerçekten üzgün olduğunu düşünüyor musun?

- Das von gestern tut mir leid.
- Das, was gestern passiert ist, tut mir leid.
- Es tut mir leid, was gestern geschehen ist.

Dün olanlardan dolayı üzgünüm.

- Tut mir leid, aber ich versteh es nicht.
- Tut mir leid, aber ich versteh nichts.
- Tut mir leid, aber ich versteh das nicht.

Üzgünüm ama anlamıyorum.

Und das bereitete mir großes Leid.

ve bana büyük acılar yaşattı.

- Okay. Entschuldigung.
- Okay. Tut mir leid.

Tamam. Özür dilerim.

„Tut mir leid“, seufzte der Junge.

Çocuk "Üzgünüm" diyerek içini çekti.

Das Mädchen tut mir einfach leid.

Kız için üzülmemek elimde değil.

Tut mir leid, ich muss los.

Üzgünüm, gitmek zorundayım.

Es tut mir leid wegen gestern.

Dün hakkında üzgünüm.

Es tut mir leid, mein Schatz.

Özür dilerim, aşkım.

Tom sagte, es tue ihm leid.

Tom üzüntülü olduğunu söyledi.

Es tut mir leid für dich.

Senin için üzgünüm.

Freud ohne Leid gibt es nicht.

Acısız zevk yoktur.

Es tut mir leid, Ehrwürdige Mutter!

Üzgünüm Başrahibe.

Es tut mir nicht wirklich leid.

Ben gerçekten o kadar kızgın değilim.

Sag, dass es dir leid tut.

Üzgün olduğunu söyle.

Maria tut Tom ein bisschen leid.

Tom Mary için biraz üzülüyor.

Das tut mir leid für dich.

Senin için üzgünüm.

Ich bin deine Entschuldigungen leid, Tom!

Bahanelerinden bıktım, Tom.