Translation of "Etwa" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Etwa" in a sentence and their turkish translations:

- Drohst du mir etwa?
- Drohen Sie mir etwa?

Gerçekten beni tehdit mi ediyorsun?

- Tut dir Tom etwa leid?
- Tut euch Tom etwa leid?
- Tut Ihnen Tom etwa leid?

Tom için gerçekten üzgün hissediyor musun?

Jede jeweils etwa halbstündig,

Her biri yaklaşık yarım saatti

Kostet etwa 200.000 Dollar.

maliyeti 200,000 dolar,

Leute, weint ihr etwa?

Siz arkadaşlar ağlıyor musunuz?

Es ist etwa eigroß.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Verteidigst du sie etwa?

Onu savunuyor musun?

- Wie viele Bücher hast du in etwa?
- Wie viele Bücher haben Sie etwa?
- Wie viele Bücher habt ihr etwa?

Yaklaşık kaç tane kitabın var?

- Tom kam etwa um halb drei.
- Tom kam etwa um zwei Uhr dreißig.
- Tom kam etwa um 2.30 Uhr.

- Tom yaklaşık 2.30'da göründü.
- Tom 2.30 civarı geliverdi.

- Versuchst du etwa, mich zu bestechen?
- Versuchen Sie etwa, mich zu bestechen?

Bana rüşvet vermeye mi kalkışıyorsun?

- Dieses Wörterbuch hat etwa 40.000 Einträge.
- Dieses Wörterbuch enthält etwa vierzigtausend Stichwörter.

- Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içeriyor.
- Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içermektedir.

Sie ging in etwa so:

Şöyle bir şeydi:

Es ist etwa zwei Meilen.

O, yaklaşık iki mildir.

Meine Meinung entspricht etwa deiner.

Benim görüşüm seninkine benzer.

Er kam etwa um zwei.

O yaklaşık ikide geldi.

Soll mich das etwa beeindrucken?

Etkilenmem mi gerekiyor?

Ich brauche etwa eine Minute.

Yaklaşık bir dakikaya ihtiyacım var.

Wir sind etwa gleich groß.

Neredeyse aynı boydayız.

Es kostete etwa dreißig Pesos.

Bu yaklaşık otuz pezoya mal oldu.

Riech' ich da etwa Speck?

Pastırma kokuyor muyum?

Reicht es dir etwa nicht?

Bu senin için yeterli değil mi?

Ich habe etwa Toms Alter.

Ben yaklaşık Tom'un yaşındayım.

Hier sind etwa 10 Jungs.

Burada yaklaşık on tane oğlan var.

Rieche ich da etwa Kaffee?

- Kahve kokusu mu aldım?
- Burnuma kahve kokusu mu geliyor?

Tom muss etwa dreißig sein.

Tom yaklaşık otuz olmalı.

- Du wirst doch nicht etwa einschlafen?
- Sie werden doch nicht etwa schlafen gehen?

Uyumayacaksın, değil mi?

- Glaubst du etwa, ich bin ein Idiot?
- Hältst du mich etwa für einen Idioten?
- Glaubst du etwa, dass ich ein Idiot bin?

Bir tür aptal olduğumu mu düşünüyorsun?

Etwa 360 000 Kinder werden jeden Tag geboren, etwa 152 000 Menschen aber sterben.

- Bir gün içinde 360 000 bebek doğar ve 152 000 insan ölür.
- Her gün yaklaşık 360 000 çocuk doğuyor, buna karşın 152 000 insan ölüyor.

Wir haben etwa 1500 Häuser gebaut.

Yaklaşık 1500 konut inşa edildi bile.

Die Stadt hat etwa 100.000 Einwohner.

Kentin nüfusu 100 bin civarındadır.

Er kam um etwa vier Uhr.

O, yaklaşık saat dörtte geldi.

Eine Meile entspricht etwa 1,6 Kilometern.

Bir mil yaklaşık 1,600 metredir.

Es gibt insgesamt etwa tausend Studenten.

- Toplam olarak yaklaşık bin öğrenci var.
- Toplam olarak takribî bin talebe var.

Bilde ich mir das etwa ein?

- Bunu hayal ediyor muyum?
- Ben bunu hayal ediyor muyum?

Tom ist hier, oder etwa nicht?

Tom burada, değil mi?

Du fragst nicht etwa mich, oder?

Bana sormuyorsun, değil mi?

Es wird etwa eine Stunde dauern.

Yaklaşık bir saat alacak.

Tom und ich sind etwa gleichaltrig.

Tom ve yaklaşık aynı yaştayız.

Meine Katze wiegt etwa fünf Kilo.

Benim kedim yaklaşık on pound ağırlığında.

Es ist etwa acht Zentimeter breit.

Bu yaklaşık üç inç genişliğinde.

Das würde etwa drei Minuten dauern.

O yaklaşık üç dakika sürerdi.

Es ist etwa 30 Meter weiter.

Yaklaşık otuz yarda ileride.

Tom wohnt nicht etwa hier, oder?

Tom burada yaşamıyor, değil mi?

Wir sind in etwa gleich alt.

Biz yaklaşık olarak aynı yaştayız.

Ein Parsec sind etwa 3,3 Lichtjahre.

Parsek yaklaşık 3.3 ışık yılına eşittir.

Interessiert er sich etwa für mich?

O benimle mi yoksa başka bir şeyle mi ilgileniyor?

Es sind etwa fünfzehn Leute erschienen.

Yaklaşık on beş kişi geldi.

Tom hat etwa 14 Kilo abgenommen.

Tom yaklaşık otuz lira kaybetti.

Ich möchte etwa 15 Kilo abnehmen.

Ben otuz kilo kaybetmek istiyorum.

Tom spart etwa 30 % seines Einkommens.

Tom kazandığının yaklaşık %30'unu tasarruf eder.

Wir sprachen etwa drei Stunden lang.

Biz yaklaşık üç saat boyunca konuştuk.

Nimmst du ihn etwa in Schutz?

- Onu savunuyor musun?
- Onu müdafaa ediyor musun?

- Etwa sieben Prozent der Bevölkerung Guyanas sind Muslime.
- Etwa 7 % der Bevölkerung Guyanas sind Muslime.

Guyana nüfusunun yaklaşık yüzde yedisi Müslümandır.

- Ich bin in etwa einer halben Stunde da.
- Ich bin in etwa dreißig Minuten da.

Yaklaşık otuz dakika içinde orada olacağım.

Er hatte etwa die Größe einer Kinderhand.

küçük, olağandışı bir kaya vardı.

Allein in Indien etwa 5.000 pro Jahr.

Yalnızca Hindistan'da yılda 5.000 ölümden sorumlu.

So etwa der Faschismus im 20. Jh.:

Bu senaryoyu 20. yüzyılın faşizminde yaşamıştık:

etwa das Vereinigte Königreich und seine Monarchie.

Birleşik Krallık ve monarşisine bir bakalım:

Dies geschieht etwa durch Verbrennen fossiler Treibstoffe,

toprağı kullanma biçimimiz

Das Brett ist etwa zwei Meter lang.

- Tahta yaklaşık iki metre uzunluğundadır.
- Pano yaklaşık iki metre uzunluğundadır.

In Istanbul gibt es etwa dreitausend Moscheen.

İstanbul'da yaklaşık üç bin tane cami var.

Lukas ist etwa 33 % süßer als Tom.

Lukas, Tom'dan yaklaşık % 33 daha sevimli.

Tom ist etwa so groß wie ich.

Tom yaklaşık benim boyutumda.

Tom ist etwa gleich alt wie du.

Tom yaklaşık olarak seninle aynı yaşta.

Tom und ich sind etwa gleich groß.

Tom ve ben yaklaşık aynı boydayız.

Ökonomen schätzten die Arbeitslosenquote auf etwa 13%.

Ekonomistler, Amerikan işsizlik oranının %13 olduğunu tahmin ediyor.

Sie und ich sind etwa gleich groß.

O ve ben yaklaşık aynı boydayız.

Sie ist etwa genauso groß wie du.

O, yaklaşık olarak seninle aynı boydadır.

Glaubst du etwa, das ist mir gleich?

Umursamadığımı düşünüyor musun?

Tom ist etwa hundert Millionen Dollar wert.

Tom yaklaşık yüz milyon dolar değer.

Stellst du etwa meine Loyalität in Frage?

Benim sadakatimi sorguluyor musun?

Ich bin etwa so alt wie du.

Ben yaklaşık olarak seninle aynı yaştayım.

Ich geh etwa um zehn ins Bett.

Ben yaklaşık onda yatağa giderim.

In ihrer Klasse sind etwa vierzig Schüler.

Sınıfında kırk civarında öğrenci var.

Tom ist vor etwa dreißig Minuten gegangen.

Tom yaklaşık otuz dakika önce ayrıldı.

Dieser Baum ist etwa dreihundert Jahre alt.

Bu ağaç yaklaşık olarak üç yüz yıllıktır.

Maria verschickt am Tag etwa 100 Textnachrichten.

Mary bir günde yaklaşık 100 cep telefonu mesajı göndermektedir.

Dieses Gebäude ist etwa dreihundert Jahre alt.

Bu bina yaklaşık üç yüz yaşında.

Tom und Maria wiegen etwa gleich viel.

Tom ve Mary yaklaşık aynı ağırlıktalar.

Mein Bruder und ich sind etwa gleichaltrig.

- Erkek kardeşim ve ben yaklaşık aynı yaştayız.
- Erkek kardeşim ve ben hemen hemen aynı yaştayız.
- Erkek kardeşim ve ben aşağı yukarı aynı yaştayız.

Eris hat einen Durchmesser von etwa 2400 km.

Eris yakşalık 2400 kilometre genişliğinde.

Meine normale Körpertemperatur beträgt etwa siebenunddreißig Grad.

Normal vücut sıcaklığım 37 derece civarında.

Dies wurde vor etwa 500 Jahren errichtet.

Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.

Fleisch emittiert kein Licht – oder etwa doch?

Ten ışık yaymaz... ya da yayar mı?

Glaubst du etwa, das wäre meine Schuld?

Suçlanacağımı düşünüyor musun?

Tom geht am Tag etwa vierundzwanzig Kilometer.

Tom günde yaklaşık on beş mil yürüyor.

Tom lernt seit etwa drei Jahren Französisch.

Tom yaklaşık üç yıldır Fransızca eğitimi görüyor.

Tom ist etwa so alt wie Maria.

Tom yaklaşık Mary kadar yaşlıdır.

Etwa zehn Minuten später erklang die Teeglocke.

On dakika kadar sonra çay zili çaldı.

Deutschland ist etwa genauso groß wie Japan.

Almanya, Japonya ile yaklaşık aynı büyüklüktedir.

Ich bin etwa 8 cm größer als Tom.

Tom'dan yaklaşık üç inç daha uzun boyluyum.

Tausend südkoreanische Won entsprechen etwa 0,80 Euro.

Bin Güney Kore Wonu yaklaşık 0.88 ABD Doları'na eşittir.

Toms Frau ist etwa in meinem Alter.

Tom'un karısı yaklaşık benim yaşımdadır.

Etwa die Hälfte der Weltbevölkerung sind Asiaten.

Dünya nüfusunun yaklaşık olarak yarısı Asyalıdır.