Translation of "überraschte" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "überraschte" in a sentence and their turkish translations:

Sie überraschte mich.

O beni şaşırttı.

Er überraschte mich.

O beni şaşırttı.

Maria überraschte mich.

Mary beni şaşırttı.

Tom überraschte Maria.

Tom, Mary'yi şaşırttı.

Tom überraschte mich.

Tom beni şaşırttı.

Das überraschte Tom.

O, Tom'u şaşırttı.

Die Katze überraschte mich!

Kedi beni şaşırttı!

Sein Erscheinen überraschte sie.

O onun diş görünüşüne şaşırmıştı.

Dein Anruf überraschte mich.

Çağrını aldığıma şaşırmıştım.

Das überraschte viele Leute.

Bu birçok kişiyi şaşırttı.

Ihr Schweigen überraschte mich.

Onun sessizliği beni şaşırttı.

Toms Frage überraschte Maria.

Tom'un sorusu Mary'yi tamamen hazırlıksız yakaladı.

Meine Antwort überraschte Tom.

Cevabım Tom'u şaşırttı.

Was er sah, überraschte ihn.

Gördüğü şeyden şaşırmıştı.

Ihre Reaktion überraschte mich nicht.

Tepkisi beni şaşırtmadı.

- Den Detektiv überraschte die Wahrheitsliebe der Aufwartefrau.
- Die Wahrheitsliebe der Kellnerin überraschte den Detektiv.

Garsonun dürüstlüğü dedektifi şaşırttı.

Was wir herausfanden überraschte uns sehr,

Ve bulduğumuz şey gerçekten şaşırtıcıydı,

Der Mut des Jungen überraschte alle.

Çocuğun cesareti herkesi şaşırttı.

Sein plötzliches Auftauchen überraschte uns alle.

Onun aniden ortaya çıkması hepimizi şaşırttı.

Tom überraschte Mary mit einem Kuss.

Tom bir öpücükle Mary'ye sürpriz yaptı.

Toms Unwillen zu helfen überraschte Maria.

Tom'un yardım etmek için isteksizliği Mary'yi şaşırttı.

Toms Mangel an Mitgefühl überraschte Mary.

Tom'un acımasız olması Mary'yi şaşırttı.

- Toms Entscheidung zu heiraten überraschte seine Familie.
- Toms Entscheidung, sich zu verheiraten, überraschte seine Familie.

Tom'un evlenme kararı ailesini şaşırttı.

Das rasche Wachstum der Stadt überraschte uns.

Kentin hızlı büyümesi bizi şaşırttı.

Die Nachricht überraschte sowohl ihn wie mich.

Haber onu, beni şaşırttığı kadar, çok şaşırttı.

Das plötzliche Erscheinen seines Freundes überraschte ihn.

Arkadaşının aniden ortaya çıkmasına şaşırdı.

Sie überraschte ihn mit einem kleinen Geschenk.

O, küçük bir hediye ile onu şaşırttı.

Tom wurde erschossen, als er die Einbrecher überraschte.

Tom hırsızları şaşırttığında vuruldu.

Ihr Entschluss, nach Chicago zu ziehen, überraschte uns.

Onun Chicago'ya taşınma kararı bizi şaşırttı.

Sie tanzte mit einer Anmut, die uns alle überraschte.

O, hepimizi şaşırtan bir zerafetle dans etti.

Seine Entscheidung, in Rente zu gehen, überraschte uns alle.

Onun emekli olma kararı hepimizi şaşırttı.

Am meisten überraschte mich, dass sie keine Süßigkeiten mochte.

Beni en çok şaşırtan şey onun şeker sevmemesiydi.

- Toms Antwort überraschte mich.
- Ich bin überrascht von Toms Antwort.

Tom'un cevabı beni şaşırttı.

Ich schaute durch das Garagenfenster, was ich da sah, überraschte mich.

Garajın penceresinden baktım, gördüğüm beni şaşırttı.

Tom überraschte Maria, indem er ihr das Frühstück ans Bett brachte.

Tom, kahvaltısını yatağa getirerek Mary'yi şaşırttı.

Tom überraschte Maria, als sie in den Armen ihres Geliebten lag.

Tom, sevgilisinin kollarındayken Mary'yi şaşkına çevirdi.

Was mich an Tom am meisten überraschte, war, wie groß er war.

Tom hakkında beni gerçekten en çok şaşırtan şey onun ne kadar uzun olduğuydu.

- Sie überraschte ihn mit einem Kuss.
- Sie hat ihn mit einem Kuss überrascht.

O, bir öpücükle onu şaşırttı.

Es überraschte mich nicht im Geringsten, dass Tom wegen Trunkenheit am Steuer inhaftiert wurde.

Tom'un sarhoşken araba sürmekten tutuklanması beni hiç şaşırtmadı.

- Überraschend fand ich, dass Tom Maria nicht kannte.
- Was mich überraschte, war, dass Tom Maria nicht kannte.

Beni şaşırtan şey Tom'un Mary'yi tanımamasıydı.

Ich fragte Tom, was er höre, und er überraschte mich, denn er sagte, er höre klassische Musik.

Tom'a ne dinlediğini sordum ve o, klasik müzik dinlediğini söyleyerek beni şaşırttı.