Translation of "Remarquable" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Remarquable" in a sentence and their turkish translations:

- Quelle exécution remarquable !
- Quelle remarquable interprétation !

Ne olağanüstü bir performans.

Vraiment remarquable.

Gerçekten şaşırtıcı.

C'est remarquable.

O dikkate değer.

Tom est remarquable.

Tom dikkat çekici.

Tu es remarquable.

Sen dikkat çekicisin.

C'est un exemple remarquable,

fakat şunu bilmelisiniz ki bu çarpıcı bir örnek

C'est une occasion remarquable.

Bu olağanüstü bir fırsat.

- Vous avez fait un travail remarquable.
- Tu as fait un travail remarquable.

Fevkalade bir iş yaptın.

C'est une œuvre d'art remarquable.

O, harika bir sanat çalışması.

L'identité d'Euler est vraiment remarquable.

Euler'in kişiliği gerçekten dikkate değer.

Il a une mémoire remarquable.

Onun dikkate değer bir hafızası vardır.

Une variété remarquable de créatures minuscules.

Minik yaratıklardan oluşan göz alıcı bir yelpaze.

Il est remarquable dans son domaine.

O kendi alanında seçkindir.

Ichiro est un remarquable joueur de baseball.

Ichiro olağanüstü bir beyzbol oyuncusu.

Mais la dame blanche a un talent remarquable.

Fakat avcının inanılmaz bir kabiliyeti var.

Ce fut une performance remarquable du Troisième Corps….

Üçüncü Kolordu tarafından olağanüstü bir performanstı….

Bien qu'il soit jeune, c'est un remarquable médecin.

Genç olmasına rağmen o olağanüstü bir doktor.

- C'est merveilleux !
- C'est remarquable.
- C'est magnifique.
- C'est formidable !

Bu harika.

C'était un excellent scientifique, et de surcroît, un poète remarquable.

O mükemmel bir bilim adamıydı ve dahası, mükemmel bir şairdi.

Cette apparence remarquable Une fuite est apparue, disant peut-être qu'Asma pourrait être

. Asmaa gelen dikkat çekici bir görünüm A

L'imagerie thermique révèle une stratégie remarquable. La lionne se sépare de sa troupe désordonnée.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

Ses grands yeux absorbent la lumière... et lui confèrent une agilité remarquable dans l'obscurité.

Devasa gözleri ışığı âdeta kana kana içiyor. Böylece karanlıkta çok çevik hareket edebiliyor.