Examples of using "Rapporter" in a sentence and their turkish translations:
Bir suçu kaydetmek için mi geldin?
Lütfen yarına kadar kitabı getir.
Polise söylemeli miyim?
Bunu hemen geri getireceğime söz veriyorum.
Bir sopa at ve köpeğin onu alıp getirmesini izle.
Lütfen yarın onu geri getir.
25 Ocak'tan önce kitaplarımı kütüphaneye götürmek zorundayım.
Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.
İskoçya'ya giderseniz lütfen bana bir vahşi sakatat yahnisi tekrar getirir misin? Teşekkür ederim.
Tom, Mary'nin ona süpermarketten biraz diş macunu ve tuvalet kağıdı getirmesini istedi.
Senin için alabileceğim bir şey var mı?