Examples of using "Dépense" in a sentence and their turkish translations:
Tom çok fazla para harcıyor.
Paranın geriye kalanını harcayın.
Çok fazla para harcıyor.
O harcadığından daha fazla para kazanıyor.
Çok fazla para harcama.
O, kazandığı kadar çok para harcar.
Hiçbir masraftan kaçınılmadı.
O, parasının hepsini giysilere harcar.
- Maria kıyafete çok para harcıyor.
- Maria kıyafetlere çok para harcıyor.
Maria kıyafete çok para harcıyor.
- O, ayda ne kadar harcama yapıyor?
- O, ayda ne kadar harcar?
Kitaplara çok para harcar.
Bu, paraya değmez.
O, ayda ne kadar harcar?
Mary elbiselere çok para harcıyor.
Annem giysilere çok para harcar.
Şirket reklama çok para harcıyor.
- O, ayakkabılara çok para harcar.
- Ayakkabıya çok para harcar.
- Ayakkabıya çok para harcıyor.
Bütçe bu harcamalar için izin vermez.
Kıyafete kız kardeşimden daha az para harcarım.
adam akıllı cebinden hiç para harcamıyor neredeyse
O, gelirinin önemli bir bölümünü gıdaya harcıyor.
Sana para veririm, ama hepsini harcamamalısın.
Tom parasının çoğunu yiyeceğe harcıyor.
O on yılda biriktirdiği parayı bir günde harcar.
Parasının çoğunu elbiselere harcar.
O, öğle ve akşam yemeği için günde üç dolar harcar.
Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.