Examples of using "Probablement" in a sentence and their turkish translations:
Muhtemelen
Onlar muhtemelen bilmiyor.
Sen muhtemelen yorgunsun.
- Muhtemelen haklısın.
- Büyük ihtimalle haklısın.
Galiba hatalısın.
Muhtemelen onlardan biri yalan söylüyor.
Onlar muhtemelen Amerikalı.
Sen muhtemelen susamışsın.
O, muhtemelen uyuyor.
O muhtemelen onu seviyor.
Muhtemelen o doğru değil.
Bu muhtemelen önemli.
Muhtemelen yağmur yağacak.
O muhtemelen doğru.
Tom muhtemelen kazanacak.
Muhtemelen yanıldım.
Bu muhtemelen sadece bir evre.
Muhtemelen bunu zaten biliyordun.
Tom muhtemelen teklifini kabul edecek.
Muhtemelen onu beğenmeyeceksin.
Muhtemelen sadece yalnız olmak istiyorsun.
Bunlar muhtemelen senin.
Boşanmamız muhtemeldi
herhalde temsilcisiyiz
muhtemelen hepsi vardı
Muhtemelen yakında gelecek.
Tom büyük olasılıkla haklıydı.
Muhtemelen öldü.
O, muhtemelen onu unuttu.
O muhtemelen hatalı.
O muhtemelen hatalı.
O muhtemelen bir şey değildi.
Tom muhtemelen sana hayır diyecek.
Muhtemelen bir virüs.
O galiba biliyor.
O muhtemelen daha güvenli.
Bu muhtemelen doğru.
Tom muhtemelen acıkmıştı.
Tom muhtemelen Mary'yi seviyor.
O muhtemelen düşecek.
Bu büyük ihtimalle daha iyi olacak.
Tom muhtemelen orada olacak.
Tom muhtemelen hazır olacak.
O muhtemelen hâlâ hayatta.
Muhtemelen bir içkiye ihtiyacın var.
Muhtemelen gitmelisin, Tom.
Sen muhtemelen bunu anlamadın.
Tom muhtemelen susadığımı düşünüyordu.
Bir anlamda bu en önemlilerden biri olabilir.
Bazı erkekler de şöyle düşünüyorlar,
Muhtemelen bu işe hiç başlamazdık.
aramızda kalsın ama muhtemelen
Yarın muhtemelen kar yağacak.
Bu muhtemelen gerçek bir elmas.
O, muhtemelen gelmeyecek.
Muhtemelen bunu yazmalıyım.
Büyük olasılıkla toplantı iptal edildi.
Muhtemelen gitmeliyiz.
Tom muhtemelen Mary ile birlikte.
Bu kış galiba çok soğuk olacak.
Bugün muhtemelen yağmur yağacak.
Bu muhtemelen kötü bir fikir.
Bu muhtemelen sadece bir tesadüf.
O muhtemelen doğru değildi.
O muhtemelen benim hatamdı.
Tom muhtemelen ne yapacağını biliyor.
Bu muhtemelen iyi bir fikir.
En kötü muhtemelen bitti.
Bu muhtemelen sadece bir tesadüf.
Bu muhtemelen yanlış yerdir.
Bu muhtemelen savaş demek.
Muhtemelen bunu yazmalıyım.
Tom muhtemelen trenini kaçırdı.
Tom muhtemelen Fransızca'yı anlar.
Muhtemelen onu yapabilirim.
Muhtemelen yarın yağmur yağacak.
Tom muhtemelen erken gelecek.
Muhtemelen yarın erken kalkacağım.
Muhtemelen benimle konuşmak istemiyorsun.
Muhtemelen zaten firmamız hakkında biliyorsun.
Büyük olasılıkla haklı olduğunu düşünüyorum.
- Sen muhtemelen bizden duydun.
- Muhtemelen bizi duymuşsunuzdur.
Onun muhtemelen zaten bir kız arkadaşı vardır.
Mektuplarımız muhtemelen postada geçti.
O maçı kazanmaya zorunlu.
Biz muhtemelen yarışmayı ertelemeliyiz.
Tom muhtemelen Boston'a gitti.
Tom muhtemelen kazanmayacak.
O muhtemelen ünlü olmayacak.
Muhtemelen bir şey söylemeliydim.