Examples of using "Prénom" in a sentence and their turkish translations:
Ben senin vaftiz adını biliyorum.
Adını severim.
İlk ismi Googol'du.
Onun ilk adı nedir?
Senin adını biliyorum.
Onun adı Tom'du.
Çok güzel bir adın var.
Tehlike benim göbek adım.
Adını beğenmedim.
Tom yaygın bir isim.
Onun adını bilmem gerekiyor.
İlk adın nasıl telaffuz edilir?
Sami ilk adını "Shami" olarak telaffuz ediyordu.
- Tom ismi ülkenizde yaygın mı?
- Tom ülkenizde yaygın bir isim mi?
Ben onun adını asla bilmiyordum.
Tom onun gerçek adı değil.
Ulrike güzel bir Alman ve dişi ilk adıdır.
Öğrencilerimin hepsi beni ilk adımla çağırır.
Senin adını biliyorum.
Tom onun gerçek adı, değil mi?
Tom yaygın bir isim, değil mi?
Tom'un adı listede mi?
Tom kocanın ikinci adı, değil mi?
- Ona dedesinin adı verildi.
- Adını dedesinden almış.
Dünyadaki en yaygın isim Muhammet'tir.
Tom John'un ikinci ismi değil mi?
Ikeda benim soyadım, ve Kazuko benim ilk adımdır.
- Senin adını biliyorum.
- İsmini biliyorum.
Onlar benim adımı bilmiyorlar.
İlk adım Mary'dir, Poppins ise benim kızlık soyadım.
Adı ve soyadı benimki ile aynı olan bir kadın tanıyorum.
Çin'de önce soyadımızı sonra adımızı koyarız.
Bence benim adım senin soyadınla iyi gider.
Bay ve bayan garsonların ilk isimlerini kullanarak kendilerini tanıtması gelenekseldir.
- Onun adını hatırlayamam.
- Onun adını hatırlayamıyorum.
Natasha, Rusya'da yaygın bir isim mi?
Mary'nin cinayetinden sonra Tom'unki ilgi kişiler listesinde ilk isimdi.