Examples of using "Préjugé" in a sentence and their turkish translations:
Benim önyargım yok.
ve daha da önemlisi, bilhassa bir tarafgirlikten dolayı ise
bir ''önyargı ölçeği'' geliştirdi.
Yabancı işçilere karşı bir önyargım yok.
- Önyargıları yok etmek atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur
- Ön yargıyı parçalamak bir atomu parçalamaktan daha zordur.