Examples of using "Pollution" in a sentence and their turkish translations:
Tokyo'nun üzerine sis çöktü.
Sanayileşme çoğu kez kirlilikle birlikte gider.
yok olacağını düşünmek beni dehşete düşürdü.
eşitsizlik, hava kirliliği, diktatörlük,
Kirlilik dünyamıza zarar veriyor.
Ancak okyanus plastiğini engellemek
Kirlilik yıldan yıla kötüleşiyor.
kirliliklerini kontrol altına alıp savaşa önderlik etmeleri gerekiyor.
Hava kirliliğinde ne kadar azalma var hiç biliyor musunuz?
Su kirliliği başka bir sorundur
Görüşmeler kirlilik sorunu ile ilgilenecek.
Şehirlerimiz ciddi kirlenme sorunları yaratıyor.
Geri dönüşüm kirlenmeyi ve atığı azaltır.
- Kirliliğin bölgenin ekosistemine yıkıcı sonuçları oluyor.
- Kirlilik, bölge ekosistemine yıkıcı sonuçlar doğuruyor.
Denizdeki varlıkların çoğu kirlilikten etkilendi.
Hava kirliliği bazı bitkilerin büyümesini önler.
Bu köyde hava kirliliği yok.
hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.
Işık ve gürültü kirliliği hayatın ritmini değiştiriyor.
Çevre kirliğine karşı olan kampanyada öğrenciler başı çekiyordu.
Hava kirliliği bu ülkede büyük bir problem.
Tokyo'daki hava kirliliği New York'takinden daha kötüdür.
Hava kirliliği bu ülkede ciddi bir sorundur.
Çin'deki kirlilik Doğu Avrupa'da olduğu gibi gittikçe kötüleşiyor.
Hava kirliliğinin var olan ısınmayı gizlediği,
Kirlilik problemleri yıldan yıla gittikçe ciddileşiyor.
Yeni yasanın % 60 oranında hava kirliliğini azaltması bekleniyor.
Yeni Delhi'de, hava kirliliği yüzünden milyonlarca insanın sağlığı tehlikede.
New York'ta o kadar çok kirlenme var ki koşucular genellikle maske takarlar.
Bir çalışma orman yangınlarından kaynaklanan hava kirliliğinin mevcut akciğer sorunlarını artırdığını göstermektedir.
Bir karbon ayakizi bizim faaliyetlerimizin bir sonucu olarak ürettiğimiz karbondioksit kirlenmesinin miktarıdır. Bazı insanlar iklim değişikliğinden endişeli olduğu için karbon ayakizlerini azaltmaya çalışıyorlar.