Examples of using "Poli" in a sentence and their turkish translations:
Sen kibarsın.
Tom kibar.
Kibar olmaya çalışıyordum.
- Tom kibar olmaya çalıştı.
- Tom kibar olmayı denedi.
O, nazik olmak için öder.
Tom çok naziktir.
O çok kibardır.
O bir hataya karşı kibardır.
Lütfen kibar ol.
Lütfen kibar ol.
- O her zaman çok nazik.
- O her zaman çok kibar.
- O her zaman çok kibardır.
- O her zaman çok naziktir.
- Daha kibar olmayı denemelisin.
- Daha kibar olmaya çalışmalısınız.
Kibar olmalısın.
Nazik olun.
Lütfen kibar ol.
O akıllı, yakışıklı ve kibardır.
Zemini ve mobilyayı parlattım.
kibar feyzo filmi artık işin zirvesiydi
O zekidir, üstelik kibardır da.
Bir toplantıda esnemek kibar değil.
İnsanlara bakmak kabalıktır.
Başkalarını göstermek kabalıktır.
Bay Smith başkaları hakkında kötü bir şey söylemeyecek kadar çok kibar.
Erkek kardeşim gümüşü parlattı.
Yeterince kibar mıydım?
Kibar ama sıkı olun.
Çok kibarsın.
Japonya'da biriyle karşılaşıldığı zaman eğilmek kibarlıktır.
Bu tarz bir insana karşı kibar olmaya gerek yok.
Çok kibar değilim.
Ebeveynlerinize karşı nazik olun.
Senin gibi olmasa bile en azından biraz daha kibar olmayı deneyebilirsin.
Biraz daha kibar olmalısın.
- Herkese karşı nazik olun.
- Herkese karşı nazik ol.