Examples of using "Pelouse" in a sentence and their turkish translations:
...çimenleri biçiyor.
Tom çimi biçiyor.
O, çimlerini biçiyor.
Çimi ne zaman tohumladın?
Benim çimenimde yürüme!
Çimlere basmayın.
Çim sulanmalı.
Çim üzerinde yürüme.
Bir çim alan oldukça güzel olabilir
Bugün çimi biçecek misin?
Birisi sağımda çimleri biçiyor
O, aceleyle çimlerin arasından geçti.
Lütfen çimenlerin üzerinde yürümeyin.
Komşunun çimenliği daha yeşil.
"Çimlere basmayın" diyen bir tabela vardı.
Annem çimi biçmemi söyledi.
Parktaki çim yeşil ve güzel.
Yarın yağmur yağmazsa çimi biçeceğim.
Yağmur yağmazsa yarın çimleri biçeceğim.
Çim üzerinde ve yerde oturuyorlar.
Bizim çimi biçmesi için bitişikteki çocuğa ödeme yaparız.
Sanırım çimi biçmemin zamanıdır.
Çime benzeyen şeritte olacağım,
- Bob çimleri biçmek için saat başına üç dolar istedi.
- Bob saati 3 dolara çimleri biçti.
- Bob çim biçmek için saatlik 3 dolar talep etti.
Karatavuk çimin içinde küçük kırmızı bir solucan buldu.
Yağmur yağmaya başladı, bu yüzden o, çimleri sulamak zorunda değildi.
Örneğin, bir Perşembe sabahı saat 7'de bahçenizi biçmeye başlamayın.
Çimlerde yürümek yasak ama ya koşmak?
Ön çimenimde düzeltilecek büyük bir çalı var.
Annem bana çimi biçmemi söyledi.