Examples of using "Pause" in a sentence and their turkish translations:
Bir mola verin.
Bir mola verin.
GG: Tamam, duralım.
Bir çay molası verelim.
Kendinize bir mola verin.
Bir mola alalım.
Mola verebilirsin.
Bir mola vermek ister misin?
Bir dinlenmeyi hak ettin.
Kahve molası verelim.
Kısa bir ara verelim.
Bir molaya ihtiyacım var.
Ara vermekteyim.
Bir molaya ihtiyacım vardı.
- On dakikalık bir mola alalım.
- 10 dakikalık bir mola alalım.
10 dakikalık bir mola alalım.
Biraz ara verebilir misin?
Burada biraz durup sizleri
Moladan sonra geri döneceğiz.
On dakikalık bir mola verelim.
Ben öğle yemeği molasındayım.
Oyunu durdur.
Mola verebilir miyim?
Gölgede biraz dinlenelim.
Ara vermek istiyorum.
Kısa bir ara vermek istiyorum.
Bir araya ihtiyacımız vardı.
Neden bir ara vermiyorsun?
- Mola vermelisin.
- Mola vermen gerekiyor.
- Bir mola vermen gerekiyor.
Zaman damgasını buraya koydum,
Mola vermeyi tavsiye ederim.
Bir kahve molası almalıyız.
- Şimdi bir mola alabilir miyim?
- Ben şimdi bir ara verebilir miyim?
Bir molaya ihtiyacım yok.
Bir mola için hazırım.
Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.
Mola süresi bitti.
Bando bir moladadır.
bunun sonucunda bir kırılma meydana geldi diyelim
Mola zamanı.
Kısa süre sonra bir mola vereceğiz.
Bir mola vermen gerekmiyor mu?
Beş dakikalık bir molaya ihtiyacım var.
Onlar şu anda bir mola veriyorlar.
Bir kahve molası zamanı.
- Neden mola vermiyoruz?
- Neden bir mola vermiyoruz?
Ne zaman ara verebileceğimi bilmiyorum.
Neden biraz mola almıyorsun?
Şimdi küçük bir ara verip şundan bahsedeyim size
John, "Hey çocuklar, hadi bir mola verelim." dedi.
Kısa bir moladan sonra çalışmasına devam etti.
Bir molaya ihtiyacım var.
Bu kısa aradan sonra geri döneceğiz.
Tom soluklanmak için durdu.
Bizi izlemeye devam edin. Aradan sonra Dan geri geliyor.
Neden kısa bir ara vermiyoruz?
Kısa bir mola vermemiz gerekiyor.
Mola vermeli ve biraz çay içmeliyiz.
Mola ver, yoksa hayatın kararacak.
Sanırım mola verme zamanı.
Şimdi ihtiyacımız olan bir dinlenme.
"Kısa bir mola verelim." dedi.
Bir ara verelim! Daha fazla devam edemem.
Hadi bir mola verelim.
Bir molaya ihtiyacım vardı, o yüzden bir mola aldım.
Bir mola alabilir miyim?
Sanırım bir mola vermemiz gerekiyor.
Sanırım mola versek iyi olur.
İyi bir manzarası olan bir yerde bir dinlenme için duralım.
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
Bir an için durup nerede olduğumuza bir bakalım.
mola odasına top çukuru koyma
- Duralım ve dinlenelim.
- Durup dinlenelim.
On dakikalık moladan sonra provamıza yeniden başladık.
Sanırım mola vermemin zamanıdır.
Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:
10.40'tan 11.00'e kadar bir molamız var.
Mola bitti.
Yorgun görünüyorsun dostum. Bence senin yazmaya ara vermen gerekiyor.
İki saatte bir sekiz dakika yasal mola hakkım var.
Tom hiç ara vermeden üç saat piyano çaldı.
Çok yorgun olduğum için öğle yemeği molası sırasında biraz uyudum.
e kırılma o noktada oluyorsa başka yer sallanacak değil ya
Bütün sabah bu problem hakkında düşündün .Bir mola ver; öğle yemeğine git.
Ben dinlenmek istiyorum.
tabi şu günlerde bir 3 gün ara vermek zorunda kaldı ama neyse
Müzikte veya konuşmada, bir duraklama sık sık dramatik bir etki için kullanılmaktadır.
O, kısa süre dinlenmemizi önerdi.
dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti
İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.
Neden bana bir ara vermiyorsun?
Yunanlılar virgülü icat ettiler, edebiyatları için değil, oyuncuları için, onları yaklaşan uzun bir cümleye hazırlamak için derin bir nefes almaya ikna etmek; bu nedenle virgül, duraklama noktasını temsil eder.