Translation of "Nage" in Turkish

0.020 sec.

Examples of using "Nage" in a sentence and their turkish translations:

Tom nage.

Tom yüzüyor.

Il nage.

O yüzüyor.

Tom nage bien.

Tom iyi yüzebilir.

Il nage bien.

O iyi yüzebilir.

Naoko nage bien.

Naoko yüzmede iyidir.

Elle nage bien.

O, iyi yüzer.

Je nage beaucoup.

Ben çok yüzerim.

- Il nage comme une enclume.
- Il nage aussi bien qu'un marteau.
- Il nage aussi bien qu'une enclume.

O yüzmeyi hiç beceremez.

Et nage en mouvement

ve hareketli halde yüzüyor

Mike nage très bien.

Mike çok iyi yüzer.

Tom nage très rapidement.

Tom çok hızlı yüzer.

En été, je nage.

Ben yazın yüzerim.

Comme elle nage rapidement !

Ne kadar hızlı yüzüyor

Je nage très rapidement.

Çok hızlı yüzüyorum.

Tom nage chaque jour.

Tom her gün yüzmeye gider.

Je nage dans l'océan.

Okyanusta yüzüyorum.

La nage est saine.

Yüzmek sağlıklıdır.

- Tom ne nage pas mieux qu'un fer à repasser.
- Tom nage comme une pierre.
- Tom nage aussi bien qu'une pierre.

Tom bir taştan daha iyi yüzemez.

Nous étions tous en nage.

Hepimiz terden sırılsıklam olduk.

Il nage dans la piscine.

O havuzda yüzüyor.

Il nage comme un poisson.

O bir balık gibi yüzer.

Mon frère ne nage pas.

Erkek kardeşim yüzmez.

Mon père nage très bien.

Babam çok iyi yüzer.

Je nage dans le lac.

Gölde yüzüyorum.

Je nage dans la rivière.

Nehirde yüzüyorum.

Je nage tous les jours.

Ben her gün yüzerim.

Tom nage mieux que Marie.

Tom Mary'den iyi yüzer.

Tom nage dans la rivière.

Tom nehirde yüzüyor.

Tom nage mieux que moi.

- Tom benden daha iyi yüzer.
- Tom benden iyi yüzüyor.

Il nage dans la rivière.

- O, nehirde yüzüyor.
- O, nehirde yüzer.

Tom nage dans la piscine.

Tom havuzda yüzüyor.

Jane nage mieux que Yumi.

Jane Yumi'den daha iyi yüzer.

Il nage mieux que moi.

O, benden daha iyi yüzer.

Je nage avec le courant.

Akıntıyla yüzüyorum.

« Car maintenant je ne nage jamais. »

"çünkü şu an yüzemiyorum."

Je nage une fois par semaine.

Ben haftada bir kez yüzerim.

Ne nage pas dans la rivière.

Nehirde yüzme.

Je nage ici tous les matins.

Ben burada her sabah yüzerim.

Ma grande sœur nage très vite.

Ablam çok hızlı yüzer.

Tom ne nage pas très bien.

Tom çok iyi yüzmez.

Tom nage aussi bien qu'une pierre.

Tom bir taştan daha iyi yüzemez.

Le garçon nage avec ses amis.

Oğlan arkadaşlarıyla birlikte yüzüyor.

Mary nage aussi vite que Jack.

Mary Jack kadar hızlı yüzer.

Je nage presque tous les jours.

Neredeyse her gün yüzerim.

Un poisson nage en bougeant sa queue.

Bir balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzmektedir.

Il traversa la rivière à la nage.

O, nehir boyunca yüzdü.

- Je nage bien.
- Je sais bien nager.

Ben iyi yüzebilirim.

- Elle est douée en natation.
- Elle nage bien.

O, iyi yüzer.

Je ne suis pas bon à la nage.

Ben yüzmede çok iyi değilim.

Ils ont traversé la rivière à la nage.

Onlar nehri yüzerek geçtiler.

Qui est le garçon qui nage là-bas ?

Orada yüzen çocuk kim?

Combien d'heures par jour Tom nage-t-il ?

Tom günde kaç saat yüzer?

Je nage presque tous les jours en été.

Yazın neredeyse her gün yüzerim.

Je nage à la mer tous les jours.

Ben her gün denizde yüzerim.

Qui est ce garçon qui nage là-bas?

Orada yüzen o çocuk kim?

Je peux traverser la rivière à la nage.

Ben nehrin öbür yakasına yüzebilirim.

Qui nage le plus vite : Tom ou Maria ?

Kim daha hızlı yüzer, Tom mu yoksa Mary mi?

Je nage trois ou quatre fois par semaine.

Haftada üç ya da dört kez yüzerim.

- Harry réussit à traverser la rivière à la nage.
- Harry a réussi à traverser la rivière à la nage.

Harry nehri yüzerek geçmeyi başardı.

- Je ne suis pas bon à la nage.
- Je ne nage pas très bien.
- Je ne sais pas bien nager.

Ben iyi yüzemem.

J'ai essayé de traverser la rivière à la nage.

Nehri yüzerek geçmeyi denedim.

- Je peux nager très vite.
- Je nage très vite.

Ben çok hızlı yüzebilirim.

Son père pouvait traverser la rivière à la nage.

Onun babası nehri yüzerek geçebiliyordu.

Mon frère cadet nage tous les jours durant l'été.

Küçük kardeşim yazın her gün yüzer.

Qui est le garçon qui nage dans la rivière ?

- Nehirde yüzen delikanlı kimdir?
- Nehirde yüzen çocuk kimdir?

Nous parvînmes à traverser la rivière à la nage.

- Nehri yüzerek geçebildik.
- Biz nehirde yüzmeyi başardık.

Tom ferme les yeux quand il nage sous l'eau.

Tom su altında yüzerken gözlerinin kapatır.

En général, elle se propulse, elle rampe ou elle nage.

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

La fille qui nage dans la piscine est ma cousine.

Havuzda yüzen kız kuzenimdir.

Je suggère que nous traversions la rivière à la nage.

Ben yüzerek nehrin öbür yakasına geçmeyi öneriyorum.

La nage est un bon exercice pour l'ensemble du corps.

- Yüzme vücudun bütünü için iyi bir egzersizdir.
- Yüzmek, tüm vücut için iyi bir egzersizdir.

Il a réussi à traverser la rivière à la nage.

Nehri yüzerek geçmeyi başardı.

Il a tenté de traverser la rivière à la nage.

Nehri yüzerek geçmeye çalıştı.

Je suis capable de traverser la rivière à la nage.

Nehri yüzerek geçebilirim.

Étonnamment, il nage même les jours où il fait froid.

Şaşırtıcı bir şekilde, soğuk günlerde bile yüzer.

- Verrais-tu un inconvénient à ce que je nage dans ta piscine ?
- Verriez-vous un inconvénient à ce que je nage dans votre piscine ?

Havuzunuzda yüzebilir miyim?

Je suis en mesure de traverser la rivière à la nage.

Nehri karşıdan karşıya yüzebilirim.

Pour le garçon, traverser la rivière à la nage était impossible.

Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.

Pour faire de l'exercice, je nage dans la piscine chaque semaine.

Egzersiz için her hafta havuzda yüzüyorum.

Je fus en mesure de traverser la rivière à la nage.

Ben nehri karşıdan karşıya yüzebildim.

- Je ne nage pas très bien.
- Je ne sais pas bien nager.

- Ben yüzmede çok iyi değilim.
- Çok iyi yüzemem.

Il est le seul américain ayant traversé la Manche à la nage.

O, İngiliz Kanalında yüzmüş tek Amerikalı.

Il a été en mesure de traverser la rivière à la nage.

O bir şekilde nehri yüzerek geçebildi.

Il était impossible pour le garçon de traverser la rivière à la nage.

Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.

Elle a échoué dans sa tentative de traverser la Manche à la nage.

- Kanal'ı yüzerek geçme planları suya düştü.
- Manş denizini yüzerek geçme girişiminde başarısız oldu.

Il a échoué dans sa tentative de traverser la rivière à la nage.

O, nehri yüzerek geçme girişiminde başarısız oldu.