Examples of using "Musulmans" in a sentence and their turkish translations:
Osmanlılar da müslüman
Müslümanlar Jesus'ı ''İsa'' olarak adlandırırlar.
- Müslümanlar, tüm gayrimüslimleri öldürmek isteyen aşırılık yanlıları gibi canlandırılıyor.
- Müslümanlar kendilerinden olmayan herkesi öldürmek isteyen radikal kimselermiş gibi lanse ediliyor.
Fakat Selçuklular da müslümandı
Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'dir.
Bütün Müslümanlar Arap değildir.
Müslüman gençlerin neden aşırılık ve şiddete yöneldiğini
Çinli Hristiyanlar ve Çinli Müslümanlarla
gerçekten Amerika'ya Müslümanları almadı
Müslümanlar Muhammed peygamberin öğretisine bağlıdır.
Hindular ve Müslümanlar hepsi kardeştir.
Müslümanların kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim'dir.
çeşitli kuruluşlarda gönüllü görev almaya başladım.
Müslümanların kesinlikle Amerika'ya alınmayacağını
Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar, hepimiz Tanrı'nın çocuklarıyız.
Müslümanlar hep Mekke'ye doğru namaz kılarlar.
haçlı orduları sadece Müslümanlara ve Yahudilere saldırmadı
Türk müslümanları dışında görülmez
eğer ki Amerika da Müslümanları terörist olarak tanıyorsa bunların suçlusu da biziz!
İsrail-Filistin Osmanlı yönetimi altındaydı. asırlardır.
zaten dünyada Müslümanlara nasıl bir gözle bakıldığını hepimiz biliyoruz
kuruldu. Müslüman Kardeşler ile . Halife Hafter ve Ulusal Ordu'dan bağımsız
Yine Türk müslümanları dışında çok kullanılmayan birşeydir
Türkiye arasındaki deniz sınırı sınırını belirleme anlaşması sonucunda Yunanistan'dan
Müslümanlar için Kabe ne ise, Hristiyanlar için de Ayasofya o denebilir neredeyse
ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.
. Doğu Parlamentosu ve Mareşal Halife Hafter'e
- Şiiler sadece diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.
- Şiiler yalnızca diğer Müslümanlara ve İsrail'e karşı değil, bütün dünyaya karşı bir tehdittir.
Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.