Examples of using "L’eau" in a sentence and their turkish translations:
O suyu ısıtıyor.
Su getirdik.
Su, hidrojen ve oksijenden oluşur.
Orada suda bir kuğu var.
Sen biraz su getirdin.
Sudan korktuğum için denizci olmak istemiyorum.
Avustralya'da musluk suyu içilebilir mi?
Soyulmuş ve doğranmış patatesleri kaynayan su içinde 20 dakika pişir.
O, körfezin soğuk ve sakin sularına atladı ve karanlığın içinden yüzmeye başladı.