Translation of "L'an" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "L'an" in a sentence and their turkish translations:

- Tu auras trente ans l'an prochain.
- Vous aurez trente ans l'an prochain.

Gelecek yıl otuz yaşında olacaksın.

- Êtes-vous prêt pour l'an deux mille ?
- Êtes-vous prêts pour l'an deux mille ?
- Êtes-vous prête pour l'an deux mille ?
- Êtes-vous prêtes pour l'an deux mille ?
- Es-tu prêt pour l'an deux mille ?
- Es-tu prête pour l'an deux mille ?

2000 yılı için hazır mısın?

De l'an 1 jusqu'à 1820,

Birinci yıldan 1820 yılına kadar

J'aurai seize ans l'an prochain.

Gelecek yıl on altı yaşında olacağım.

C'était en l'an deux mille.

İki bin yılındaydı.

Le Jour de l'An ouvre l'année.

Yılbaşı yılın anahtarıdır.

Elle aura 17 ans l'an prochain.

Gelecek yıl o on yedi olacak.

J'ai perdu ma femme l'an dernier.

Karımı geçen sene kaybettim.

J'envisage d'aller à l'étranger l'an prochain.

- Gelecek yıl yurt dışına gitmeyi düşünüyorum.
- Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

J'espère aller au Canada l'an prochain.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi umuyorum.

L'an passé, il a beaucoup plu.

Geçen sene çok yağmur yağdı.

Il a visité Kyoto l'an dernier.

O, geçen yıl Kyoto'yu ziyaret etti.

L'an dernier, j'étais élève de quatrième.

Geçen yıl dokuzuncu sınıftaydım.

J'ai pris ma retraite l'an dernier.

- Geçen yıl emekli oldum.
- Geçen sene emekli oldum.
- Ben geçen yıl emekli oldum.

- C'était l'année dernière.
- C'était l'an dernier.

- Geçen seneydi.
- Geçen yıldı.

L'an dernier, Tom revint à Boston.

Geçen yıl, Tom Boston'a geri döndü.

En espérant vous revoir l'an prochain.

- Gelecek yıl tekrar görüşmek ümidiyle.
- Gelecek yıl tekrar görüşmeyi ümit ediyorum.

Et loin dans le temps - l'an 2100.

çok uzak bir zaman -- 2100 yılı.

J'ai pris un cours d'art l'an passé.

Geçen yıl bir sanat dersi aldım.

Il est mort d'un cancer l'an dernier.

O, geçen yıl kanserden öldü.

Il est allé à l'étranger l'an dernier.

O geçen yıl yurt dışına gitti.

Je pense aller au Canada l'an prochain.

Gelecek yıl Kanada'ya gitmeyi düşünüyorum.

La Reine visitera la Chine l'an prochain.

Kraliçe önümüzdeki sene Çin'i ziyaret edecek.

Ira-t-elle en Amérique l'an prochain ?

Gelecek yıl Amerika'ya gidecek mi?

Tom avait les cheveux longs l'an dernier.

Tom'un geçen sene uzun saçı vardı.

Nous avons eu un hiver doux l'an dernier.

- Geçen yıl ılımlı bir kış geçirdik.
- Bu yıl ılık bir kış geçirdik.

L'économie japonaise a crû de 4 % l'an dernier.

Japon ekonomisi geçen yıl %4 büyüdü.

Ils étaient dans la classe de Joe l'an dernier.

Geçen yıl onlar Joe'nun sınıfındaydı.

Je vais à Mayence puis à Cologne l'an prochain.

Gelecek yıl Mainz'e ve sonra Köln'e gideceğim.

S'il avait étudié l'an dernier, il n'aurait pas redoublé.

Geçen sene çalışmış olsaydı, sınıfı geçerdi.

Quand reviendrez-vous en Italie ? - Je reviendrai l'an prochain.

İtalya'ya ne zaman döneceksin? Gelecek yıl döneceğim.

Nous allons devoir doubler notre budget pour l'an prochain.

Gelecek yıl için bütçemizi ikiye katlamak zorunda kalacağız.

Nous avons fait un tour du monde l'an dernier.

Biz geçen yıl dünyayı dolaştık.

Le téléphone fut inventé par Bell en l'an 1876.

Telefon 1876 yılında Bell tarafından icat edildi.

Tu seras capable de lire ce livre l'an prochain.

Gelecek yıl bu kitabı okuyabileceksin.

Il a plus neigé cette année que l'an dernier.

Bu yıl geçen yıldan daha çok kar yağdı.

Ils sont allés en vacances en France l'an dernier.

Geçen yıl Fransa'da tatil yaptılar.

Assurant le retour du spectacle des fantômes bleus l'an prochain.

Mavi hayalet gösterisinin seneye de gerçekleşmesini garanti ediyor.

Fin de l'an 2000, lorsque les États-Unis leur ont

haline gelmiştir, özellikle de cumhurbaşkanlığında kocasına alternatif

Paris est l'une des villes que j'ai visitées l'an passé.

Paris, geçen sene gezdiğim şehirlerden bir tanesi.

- Tom est mort l'an dernier.
- Tom est mort l'année dernière.

- Tom geçen yıl öldü.
- Tom geçen sene öldü.

Le prix est deux fois plus élevé que l'an passé.

Fiyat geçen yılkinin iki katı.

L'an dernier, mes revenus étaient d'environ cinq millions de yens.

Geçen yıl benim gelir yaklaşık beş milyon yendi.

Pas plus tard que l'an dernier, nous avons révisé ces systèmes,

Bu sistemleri geçen yıl revize ettik

Changement climatique. Les baleines ne seront pas présentes en l'an 2000

. Balinalar, üreme ve göç için okyanustaki belirli bir sıcaklığa

Nous sommes allés à Hawai l'an dernier pour la première fois.

Hawaii'ye ilk kez geçen yıl gittik.

- Tu as changé depuis que je t'ai vu l'année dernière.
- Vous avez changé depuis que je vous ai vu l'an passé.
- Vous avez changé depuis que je vous ai vus l'an passé.
- Vous avez changé depuis que je vous ai vue l'an passé.
- Vous avez changé depuis que je vous ai vues l'an passé.

Geçen yıl seni gördüğümden beri değiştin.

Si je vis jusque 100 ans, je serai vivante en l'an 2103.

100 yaşına kadar yaşarsam 2103'te de hayatta olacağım.

En l'an deux-mille-douze, il y aura des voitures volantes partout.

2012 yılında her yerde uçan arabalar olacak.

- Quel âge aurez-vous l'an prochain ?
- Quel âge auras-tu l'année prochaine ?

Gelecek yıl kaç yaşında olacaksın.

- Il a beaucoup neigé l'année passée.
- Il a beaucoup neigé l'an dernier.

Geçen yıl çok kar yağdı.

La ville est devenue populaire grâce au parc d'attractions construit l'an dernier.

Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.

Octobre de l'an mil huit cent soixante-dix. -une perte estimée à environ

içinde üç günlük bir süre içinde şehirde büyük yıkıma neden oldu.

Est apparu pour la première fois en Malaisie en l'an mil neuf cent

defa ortaya çıktı virüstür. Daha sonra

À la fin de l'an 2000, Al-Abadi est arrivé au pouvoir en

2000 yılının sonunda El-Abadi Irak'ta iktidara geldi

- Je pense partir à l'étranger l'année prochaine.
- J'envisage d'aller à l'étranger l'an prochain.

Önümüzdeki sene yurt dışına çıkmayı planlıyorum.

En l'an 1000, les Doges de Venise se faisaient également appeler «Ducs de Dalmatie».

1000 yılına gelindiğinde, Venedik Doçları kendilerine Dalmaçya Dükü de diyorlardı.

En Syrie En l'an mil neuf cent quatre-vingt-dix, le fils de l'

ziyaretinde tanıştığı Arap ve İngiliz kültürlerini birleştiren

Six degrés d'ici l'an 2000. Ce qui signifie des conséquences catastrophiques, y compris de

bağımlılığın devam etmesi , 2000 yılına kadar küresel sıcaklıklarda dört

Les exportations de janvier ont été supérieures de 20% par rapport à l'an dernier.

Ocak ayında ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre % 20 yukarıdaydı.

- Elle a divorcé d'avec lui l'année dernière.
- Elle a divorcé d'avec lui l'an dernier.

O, geçen yıl ondan boşandı.

Kadhafi en l'an 2000 et onze, la Libye est entrée dans un état de chaos

durduralım, Libya ezici bir kaos durumuna girdi. Bir

Nombreux décès, dont la plupart étaient au Bangladesh. Jusqu'à ce qu'il soit déposé en l'an

neden oldu . Ta ki bin dokuz yüz doksan dokuz yılında hiçbir açıklama yapılmadan

Plus grands types d'entre eux ne survivront pas en l'an 2000 en raison des changements

büyük türleri ormanları etkileyecek iklim

Elle est entrée en contact avec la culture japonaise l'an dernier pour la première fois.

O geçen sene Japon kültürüyle ilk defa temas kurdu.

D'autorité de l'Etat dans toute la Libye d'ici l'an 2000 Quatorze ans, le maréchal à la

çatışma arenasına dönüştürdü. 2000 yılına kadar emekli

Notre magasin est ouvert tous les jours de l'année sauf Noël et le jour de l'An.

Mağazamız, Noel ve yılbaşı hariç her gün açıktır.

L'horloge de l'hôtel de ville de Lviv a été installée pour la première fois en l'an 1404.

Lviv belediye binası üzerindeki saat ilkin 1404 yılında kuruldu.

Ce projet a démarré d'un dessin que j'ai fait sur une serviette lors d'une soirée l'an dernier.

Bu proje geçen yıl bir partide bir peçete üstüne yazdığım bir taslaktan ortaya çıktı.

Je ne peux pas accepter une telle ignorance de mes élèves : n'ont-ils rien appris l'an dernier ?

Öğrencilerimden bu kadar bilgisizliği kabul edemem. Geçen sene hiçbir şey öğrenmediler mi?

Révèle au monde le premier ascenseur de sécurité dans le l'an mil huit cent soixante-dix et réussit

kaldıramadılar . Yıl bin sekiz yüz yetmiş ve Taylor'ın New York'taki yeni mağazasına

Planification et recherche, un plan a été élaboré pour construire de hauts immeubles, plus précisément en l'an mille

. Ve işte güçlü asansörün rolü geldi. Planlama ve araştırmadan sonra , özellikle bin

Cependant, le bâtiment a été de courte durée. Où il a été démoli en l'an mil neuf cent

. Binanın ağırlığı daha fazladır ve kuvvetli rüzgarlara dayanabilir.

Grande-Bretagne qu'elle a mis fin à un appel téléphonique qui a atteint Bashar en l'an mil neuf cent

ailesiyle ilişkisini daha da güçlendiren şey , İngiltere'de

De vivre dans l'ombre, elle a mis fin à la mort d'Anisa en l'an deux mille seize, de sorte

Gölgelerde yaşamaktan, Anisa'nın iki bin on altı yıldaki ölümünü sona erdirdi, böylece

Qui a été inauguré en l'an mil neuf cent soixante-dix-neuf. Et il est devenu une station de

. Ve ayrıcalıklı konumu nedeniyle ticari nakliye gemileri için önemli bir istasyon haline geldi

- J'ai écrit une chanson à propos de ce qui s'est passé, ici, l'an dernier.
- J'ai écrit une chanson au sujet de ce qui s'est produit, ici, l'année dernière.

Geçen yıl burada ne olduğu hakkında bir şarkı yazdım.