Translation of "Kobe" in Turkish

- Je vis à Kobe.
- J'habite à Kobe.

Ben, Kobe'de yaşıyorum.

Je vis à Kobe.

Ben, Kobe'de yaşıyorum.

Tom quitte Kobe demain matin.

Tom Kobe'den yarın sabah ayrılıyor.

Comme l'accident d'hélicoptère de Kobe Bryant

Kobe Bryant'ın helikopter kazası gibi

Les prix sont moindres à Kobe.

Fiyatlar Kobe'de daha düşüktür.

J'ai été à Kobe en train.

Kobe'ye trenle gittim.

Mon oncle a débarqué de Kobe.

Amcam ansızın Kobe'den geldi.

Je me trouve à Kobe depuis 1980.

- 1980'den beri Kobe'deyim.
- 1980'den beri Kobe'de bulunuyorum.

Mon frère va à l'université de Kobe.

Erkek kardeşim Kobe'de üniversiteye gidiyor.

J'aimerais vivre dans la banlieue de Kobe.

Kobe banliyölerinde yaşamak istiyorum.

Mon frère vient de rentrer de Kobe.

Erkek kardeşim az önce Kobe'den eve geldi.

- On a habité Kobe.
- Nous habitions Kobé.

Biz Kobe'de yaşıyorduk.

Ma sœur est allée à Kobe hier.

Dün kız kardeşim Kobe'ye gitti.

Kobe est connue pour être une ville portuaire.

Kobe bir liman şehri olarak ünlüdür.

- Tony habite à Kobé.
- Tony vit à Kobe.

Tony Kobe'de yaşıyor.

Une tempête empêcha le navire de quitter Kobe.

Bir fırtına geminin Kobe'den ayrılmasını engelledi.

De Tokyo et Kobe, laquelle est la plus grande ?

Hangisi daha büyüktür, Tokyo mu yoksa Kobe mi?

- Kobe est la ville où je suis né.
- Kobé est ma ville natale.
- Kobe est la ville où je suis née.

Kobe doğduğum şehirdir.

Il veut vendre sa vieille voiture à un homme de Kobe.

Eski arabasını Kobe'deki bir adama satmak istiyor.

Il veut vendre sa vieille voiture à un homme à Kobe.

Eski arabasını Kobe'deki bir adama satmak istiyor.