Translation of "Général" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Général" in a sentence and their turkish translations:

En général.

Genellikle.

Général de division.

Bölüm Genel rütbesini kabul etti

En général, ils disaient :

Genelde söyledikler şey,

- En général, nous roulons trop vite.
- En général, on roule trop vite.

Genellikle çok hızlı süreriz.

- Où vous garez-vous, en général ?
- Tu te gares où en général ?

Genellikle nereye park edersin?

En général, c'est mauvais signe.

Doğada, bu genellikle kötü bir işarettir.

Le directeur général est absent.

Başkan şimdi dışarda.

Agressive obtient les éloges du général Masséna, puis, à Dego, du général Bonaparte

saldırgan liderliği General Masséna'dan, ardından Dego'da General Bonaparte'den övgü aldı ve Lannes'ı

Il le promut maintenant général de division et le nomma inspecteur général de cavalerie.

şimdi onu Tümen Genel Komutanı olarak terfi ettirdi ve onu Süvari Genel Müfettişi olarak atadı.

La troisième armée du général Tormasov.

Tormasov'un Üçüncü Ordusu.

En général, les Japonais travaillent dur.

Genel olarak konuşursak, Japonlar sıkı işçidir.

Il atteignit le grade de général.

O, general rütbesine ulaştı.

Notre quartier général est à Boston.

Ana merkezlerimiz Boston'da.

- Il était général pendant la Seconde Guerre Mondiale.
- Il était général durant la deuxième guerre mondiale.

O, 2. Dünya Savaşında bir generaldi.

Avant-garde de crack du général Lefebvre .

bölümüne katıldı .

En général, les chats détestent les chiens.

Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.

Il rentre chez lui tard en général.

O genellikle eve geç gelir.

En général, les enfants aiment les confiseries.

Çocuklar, genellikle şeker severler.

Le général passa les troupes en revue.

General birlikleri denetledi.

En général, les enfants aiment les glaces.

Genel olarak, çocuklar dondurma sever.

En général je suis d'accord avec elle.

Ben genellikle ona katılıyorum.

Pour vous expliquer le fonctionnement général des poumons,

Akciğerin genel yapısını hatırlatmak amacıyla,

En général, les Américains aiment beaucoup le café.

Genel anlamda, Amerikalılar kahveye çok düşkündür.

Notre nouveau quartier général se trouve à Tokyo.

Yeni merkezimiz Tokyoda'dır.

En général, les petites filles adorent les poupées.

Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.

En général, les asiatiques ont les cheveux noirs.

Asyalılar genellikle siyah saça sahiptir.

En général, je préfère les comédies aux tragédies.

Ben genellikle komedileri trajedilere tercih ederim.

J'ai besoin d'argent en général, pas seulement maintenant.

Sadece şu anda değil, genel olarak paraya ihtiyacım var.

Tom est en général chez lui le dimanche.

Tom pazar günleri genellikle evde.

Je prends mon petit-déjeuner ici en général.

Ben genellikle kahvaltıyı burada yerim.

Il avait été promu au rang de général.

General rütbesine terfi ettirildi.

Il demanda au général de retirer son ordre.

O, generalden emrini geri almasını istedi.

Je ne suis pas si occupé en général.

Genellikle bu kadar meşgul değilim.

En général, les loups n'attaquent pas les gens.

Kurtlar genellikle insanlara saldırmazlar

En général, vous faites quoi le week-end ?

Hafta sonlarında genellikle ne yaparsınız?

Le général ordonna le déploiement de deux bataillons.

General, iki taburun savaş düzeni almasını emretti.

En général, je vais au travail en bus.

Ben genellikle otobüsle işe giderim.

Elles changent d'école, elles font une dépression en général...

Okullarını değiştirebiliyorlar, bırakabiliyorlar.

Je parle scientifiquement en général, notre monde est plat.

genede bilimsel olarak konuşuyorum bakınız dünyamız düzdür

En général je vais me coucher à dix heures.

Genellikle saat onda yatarım.

Lorsqu'il sort, mon père porte en général un chapeau.

Dışarı çıktığında babam genellikle bir şapka giyer.

Premièrement, elle préserve en général la forme des pays.

İlk olarak, genellikle ülkelerin şeklini korur.

- Celui-ci fonctionne en général.
- Celle-ci fonctionne généralement.

O genellikle işe yarar.

Un général est un officier militaire de haut rang.

General yüksek rütbeli bir subaydır.

Tom est, en général, beaucoup plus occupé que Marie.

Tom genellikle Mary'den çok daha meşguldür.

En général, je prends un bain après le dîner.

Ben genellikle akşam yemeğinden sonra banyo yaparım.

Et bien que l'augmentation du risque général est assez faible,

ve toplam risk çoğalmaları nispeten küçük olmasına rağmen,

Remportant les éloges du général Desaix, devenu un ami proche.

, Avusturyalılara karşı bir dizi cüretkar operasyona liderlik etti .

Ferma le piège des forces du général Mack à Ulm.

General Mack'in Ulm'deki güçleri üzerindeki tuzağı kapatan parlak bir eylem kazandığında doğrulandı

En général, elle se propulse, elle rampe ou elle nage.

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

En général les consommateurs préfèrent la quantité à la qualité.

Genel olarak, müşteriler miktarı kaliteye tercih ederler.

Les jeunes ont en général une aversion pour les formalités.

Genellikle genç insanlar formaliteden hoşlanmazlar.

En général les occidentaux ne mangent pas de poisson cru.

Genelleme yaparsak, Batılılar balığı çiğ yemezler.

En général, les femmes sont meilleures linguistes que les hommes.

Genel olarak konuşulursa, kadınlar erkeklerden daha iyi dilcidirler.

En général, je ne porte pas de rouge à lèvres.

Ben genellikle ruj kullanmam.

J'utilise en général des cœurs de palmier dans mes recettes.

Tariflerimde genelde palmiye özütü kullanırım.

Et en général nous aide à nous concentrer de façon positive.

prefrontal kortekste çok şey olur.

Ces grands singes dorment en général dans des nids de feuilles.

Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.

En général, en cette saison, ils se nourrissent d'aiguilles de pin.

Yılın bu zamanında genelde çam iğnesiyle beslenirler.

Berthier était un général de brigade avec 25 ans de service,

Berthier, askeri örgütlenme ve komuta sorunları üzerinde çalışmış ve çok düşünmüş

L'année suivante, son rôle de chef d'état-major, ou «major général»,

Ertesi yıl , Grande Armée'nin

En 1798, Desaix présente Davout à son ami le général Bonaparte.

1798'de Desaix, Davout'u arkadaşı General Bonaparte ile tanıştırdı.

Distingue en aidant à capturer le commandant britannique, le général O'Hara.

İngiliz komutan General O'Hara'nın yakalanmasına yardım ederek kendini gösterdi.

Napoléon fit donc avancer l'artillerie de la garde du général Sorbier.

Böylece Napolyon, General Sorbier'in Topçuları koruyun.

En général, les hommes sont physiquement plus forts que les femmes.

Genel olarak, erkekler fiziksel olarak kadınlardan daha güçlüdür.

Il a été condamné à une peine de travail d'intérêt général.

O kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.

Le général ordonna le massacre de tous les prisonniers de guerre.

General tüm esirlerin öldürülmesini emretti.

Un âne à deux pieds peut devenir général et rester âne.

İki bacaklı bir eşek general olabilir ve bir eşek kalabilir.

Quel genre de pain est-ce que tu manges en général ?

Genellikle ne tür ekmek yersin?

Et en général, nous n'aimons pas prendre part à ce jeu social

ve genelde sizin çok sevdiğiniz gibi görünen

En ce qui concerne la protection de la vie privée en général,

Genel anlamda iş mahremiyetin korunmasına geldiğinde

L'incident accéléra la promotion de Davout au rang de général de brigade ...

Olay, Davout'un tümgeneralliğe terfi etmesini hızlandırdı ...

En France, dans les restaurants, on boit de l'eau minérale, en général.

Fransa'da, maden suyu genellikle restoranlarda içilir.

En général, les femmes vivent dix ans de plus que les hommes.

Genellikle kadınlar erkeklerden on yıl daha uzun yaşıyorlar.

Les hôtels posent en général de la moquette d'un mur à l'autre.

Oteller genellikle duvardan duvara halı döşerler.

C'est l'inventaire général des œuvres d'art appartenant à la ville de Paris.

Bu Paris şehrine ait sanat eserlerinin genel stokudur.

Ce ne sont pas les histoires en général dont nous sommes à l'écoute,

Bu sadece bağlı olduğumuz hikâyeler için geçerli değil

A pu remporter une brillante victoire, grâce au soutien crucial du général Victor.

, General Victor'un çok önemli desteği sayesinde muhteşem bir zafer kazandı.

Général Dumouriez, de faire défection chez les Autrichiens - bien qu'il n'ait pas réussi.

engellemeye çalıştığı için övgü aldı - ancak başarılı olamadı.

Suite au traité de paix de Tilsit, Davout est devenu gouverneur général du

Tilsit'in barış anlaşmasının ardından Davout

N'a jamais tout à fait fait partie du cercle intime du général Bonaparte.

da, General Bonaparte'ın yakın çevresine asla tam olarak girmedi.

Que parce que Wellington vous a vaincu, il doit être un grand général.

Wellington sizi yendiğinden büyük bir general olması gerektiğini düşünüyorsunuz.

Climat général du pays, en utilisant des pluies artificielles, qui ont bouleversé l'

yaşam dengesini bozan yapay yağmurlar kullanarak ülkenin genel havasını

- Que fais-tu en général le lundi ?
- Que faites-vous habituellement le lundi ?

Pazartesi günleri genellikle ne yaparsın?

- En général, les Américains aiment le café.
- Généralement, les Américains aiment le café.

Amerikalılar genellikle kahveyi severler.

Un soldat qui ne rêve pas de devenir général est un mauvais soldat.

Bir general olmayı hayal etmeyen bir asker kötü bir askerdir.

Je suis calme quand je fais des choses qui terrorisent les gens en général.

çoğu insanın ödünü koparan şeyleri yaparken sakinim.

Une vie adulte de papillon de nuit ne dure en général que quelques jours.

Birçok güve, yetişkin olarak sadece birkaç gün yaşar.

Du général en action, en rédigeant des instructions écrites qui étaient envoyées par courrier;

emirlerini eyleme dönüştürmekten sorumlu olan personel bölümünü bir Genelkurmay Başkanı yönetti ;

Et l'état-major lui-même, dirigé par le premier assistant général de division, était

Ve Birinci Binbaşı Général başkanlığındaki genelkurmay

Lannes fut promu brigadier général et, en 1798, rejoignit l'expédition de Napoléon en Égypte.

Lannes tuğgeneralliğe terfi etti ve 1798'de Napolyon'un Mısır seferine katıldı.

Leur première bataille ensemble, contre l'armée espagnole du général Blake, se termina par une

General Blake'in İspanyol ordusuna karşı ilk savaşları , Alcañiz'de

Après un passage à l'état-major du général Hoche, il rejoint la division d'

General Hoche'nin kadrosuna yaptığı bir büyüden sonra, General Lefebvre'nin crack öncü

Rang de commandant en chef, avec le rang élevé de `` maréchal général de France ''.

başkomutanlığa yükseltilen Fransız ordusunun' büyük yaşlı adamı 'oldu .

La Libye va dans la bonne direction. Avec ces mots, le Secrétaire général des

Libya doğru yönde ilerliyor. Bu sözlerle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri , Cenevre'de beş gün

économie en général. Avec de grands avantages, il l'enrichit de sa richesse pétrolière et

haline getiriyor ve genel olarak ekonomiye geri dönüyor

La réunion a commencé par quelques bavardages d'ordre général, histoire de rompre la glace.

Toplantı havayı yumuşatmak için genel bir sohbet ile başladı.

À l'entrée d'une maison japonaise, les visiteurs sont en général invités à se déchausser.

Bir Japon evinin girişinde ziyaretçilerden genellikle ayakkabılarını çıkartmaları istenir.

- Cette bourse d'étude m'a été accordée par le conseil départemental.
- Cette bourse d'études m'a été accordée par le Conseil Général (France).
- Cette bourse d'études m'a été accordée par le Conseil Général.

Bu öğrenim hibesi bana bölüm konseyi tarafından verildi.