Translation of "Foncé" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Foncé" in a sentence and their turkish translations:

C'était vert foncé.

O koyu yeşildi.

C'était bleu foncé.

- Koyu siyahtı.
- Lacivertti.

Votre crayon est très foncé.

Senin kalemin çok koyu renkli.

Il portait un chandail foncé.

O koyu renkli bir kazak giymişti.

Je préfère le rouge foncé.

Koyu kırmızıyı daha çok severim.

Le chien m'a foncé dessus.

Köpek koşarak bana doğru geldi.

Mais si vous étiez plus foncé,

Ama ten renginiz kahverengi kese kağıdından koyuysa,

Il avait les cheveux brun foncé.

Koyu kahverengi saçları vardı.

Elle porta une écharpe bleu foncé.

O koyu mavi bir eşarp taktı.

Elle a foncé prendre une douche.

O hızlı bir duş aldı.

Elle portait des chaussures brun foncé.

O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.

Ses chaussures blanches laissent des traces de couleur rouge foncé.

Onun beyaz ayakkabıları koyu kırmızı izler bırakıyor.

Quelle couleur a ton urine : claire, jaune foncé, rougeâtre ou brun comme la bière ?

idrarın ne renk; Berrak, koyu sarı, kırmızımsı veya bira gibi kahverengi mi?

Elle a foncé dans la maison jusqu'à sa chambre et a fermé la porte derrière elle.

Evin içinden hızla odasına fırladı ve arkasından kapıyı kapattı.