Examples of using "Brun" in a sentence and their turkish translations:
Kitap kahverengi.
Bir doktor Bay Brown muayene etti.
Koyu kahverengi saçları vardı.
O kahverengi olan da benimki.
Tom'un köpeği kahverengi.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.
Köpek, kahverengi, küçük ve sıska.
Derinlere doğru kahverengi ve mor tonları
- Kedi kahverengi.
- Kedi kahverengidir.
Bay Brown diye birinden telefon var.
Bay Brown meslektaşının başarısını kıskanıyor.
Kahverengi, onun doğal saç rengi değil.
Kahverengi at hızlıdır.
Ben hala kahverengi pirinç pişiriyorum.
bir çeşit kahverengimsi ,sarımsı akışkan olmayan yeşil sıvı.
Aşırılığa karşı gün için slogan "kahverengi yerine çok renkli" idi.
Bay Brown bir doktor mu?
Aşırılığa karşı ithaf edilmiş günün sloganı, "kahverengi yerine gökkuşağı renkleri" idi.
idrarın ne renk; Berrak, koyu sarı, kırmızımsı veya bira gibi kahverengi mi?