Examples of using "Fièvre " in a sentence and their turkish translations:
Senin ateşin yok.
Senin ateşin var.
Senin ateşin yok.
Ateşim var.
Yüksek ateşim var.
Benim yüksek ateşim var.
102 F derece ateşim var.
Biraz ateşim var.
Görünüşe göre ateşim var.
- Ben ateşim yok.
- Ateşim yok.
Çok yüksek ateşim vardı.
Melissa'nın ateşi var.
Ateşim var gibi görünüyorum.
Ateşinizin yükseldiğini hissediyor musunuz?
ateşiniz yüksekse,
Öksürüyorum.
Hastanın ateşi yoktu.
O tifo ateşinden öldü.
Ateş nabzı yükseltir.
Bugün hafif bir ateşim var.
Biraz ateşim var.
- Senin ateşin yok.
- Ateşin yok.
Benim hafif bir ateşim var.
Ateşim var mı?
Bu sabah biraz ateşim vardı.
Onun ateşi normale indi.
Ateş düştü mü?
Hafif ateşim olduğu için, yatakta kaldım.
Tom ateş yüzünden yatakta.
Annemin ateşi var.
Üç gündür yüksek ateşim var.
Ateşin var mı? Kızarmış görünüyorsun.
Öksürüğüm ve biraz ateşim var.
Senin bugün biraz ateşin var, değil mi?
Üşüttüm ve ateşim var.
Sanırım o hasta. Onun ateşi var.
Benim boğaz ağrısı ve ateşim var.
- Öksürüğüm ve biraz ateşim var.
- Benim öksürüğüm ve biraz ateşim var.
- Senin ateşin yok.
- Ateşin yok.
- Ateşin var mı?
- Ateşiniz var mı?
Ateşim var ve öksürüyorum.
Ateşim var ve her yerim ağrıyor.
Ateşiniz olduğu için evde kalmalısınız.
Avrupalıların gelişinden önce sarı humma bir sorun değildi.
Senin alnın oldukça sıcak. Sanırım ateşin var.
Senin boğaz ağrısı ve ateşin var. Dışarı çıkma.
Hastalığın ilk belirtileri ateş ve boğaz ağrısı.
ateş, baş ağrısı ve uyuşukluktur. Ardından zihinsel karışıklık geldi. Aynı
Ateşiniz varsa derhal hastaneye gitmelisiniz.
- Biraz ateşim vardı da.
- Biraz ateşim vardı, ondan.
yani ateşimiz var evet ama her istediğimiz zaman yakamıyoruz
Ateşim ve baş ağrım var sanırım. Ben hasta oluyorum.
Yaralar ve ateş, onu Varşova'da iyileşmeye zorladı ve bu nedenle Eylau Savaşı'nı kaçırdı.