Translation of "Criant" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Criant" in a sentence and their turkish translations:

Il y a une personne dedans. Il crie quelqu'un en criant Simit

onun içinde bir kişi vardır. Simit diye bağırarak birisini kovalar

criant: «Les lâches mourront en Sibérie, les braves mourront sur le champ d'honneur!»

bağırarak, "Sibirya'da korkaklar ölecek, cesurlar onur tarlasında ölecek!"

Lorsque la nièce du roi a réduit sa femme en larmes, Ney l'a confrontée en criant: «Moi et d'

Kralın yeğeni karısını gözyaşlarına boğduğunda Ney, " Siz İngiliz bahçelerinde oturup çayınızı yudumlarken