Examples of using "Changent" in a sentence and their turkish translations:
Revaçta olanlar değişiyor.
- Zamanlar değişiyor.
- Devir değişiyor.
Moda çabucak değişir.
Durum hızla değişiyor.
Şartlar her gün değişiyor.
Her şey değişir.
Kadınlar dünyayı değiştirirler.
Bazı hayvanlar cinsiyet değiştirir.
İnsanlar sürekli olarak değişiyorlar.
Diğer yüzde 90 ise kariyer değiştiriyor,
Ama gerçekler değişmiyor
Zamanla işler değişir.
Kaplumbağalar kabuklarını değiştirirler mi?
Sonbaharda yapraklar renk değiştirir ve düşer.
Eğer birinin hayat şartları değişmişse
Bir şeyin değişeceğini sanmıyorum.
Okullarını değiştirebiliyorlar, bırakabiliyorlar.
Zaman değişiyor ve biz de zamanla değişiyoruz.
Her şey değişiyor.
Ebeveynler bildirim yapılmaksızın değiştirilen şartları kabul etmek zorunda.
Sadece aptallar ve ölüler asla fikirlerini değiştirmez.
Sadece aptallar fikir değiştirmez.
MB: Ses tellerinin tizden pese doğru değişimine bakın.
Her şey ara ara değişir, insan da onlarla birlikte değişmelidir.
Yıllar içinde her şeyin değiştiğini görmek eğlenceli olur.