Examples of using "“dispose" in a sentence and their turkish translations:
Bir asistanım var.
Onun bir raketi var.
Onun jokeri var.
Onun bir telefonu var.
Onun bir telefonu var.
Bir işim var.
Bir anahtarım var.
Bir dakikam var.
Bir listem var.
Dokunulmazlığım var.
Sigortam var.
Zamanım var.
Bir diplomam var.
Programın elimde.
O arabanın port bagajı var.
Tom'un kaç avukatı var?
Her öğrencinin kilitli bir dolabı var.
Çok yerim var.
Bol bol param var.
Okulda kıyafet zorunluluğu var.
Tasarrufum yok.
Okulunun kütüphanesi var mı?
büyük genişlikte ekilebilir araziye sahip
Onun burada bir sürü arkadaşları var.
- Benim uyumak için yerim var.
- Yatacak yerim var.
Hiçbir istatistiğim yok.
O yeteli iradeye sahip.
Param yok.
Bol yiyeceğim var.
Bir sürü boş zamanım var.
Param var.
Çocuklarım var.
Bilgim var.
Benim yetkim yok.
Sonuçlar bende yok.
Ayrıntılarım yok.
Başka seçeneğim yok.
Onun üyelik ayrıcalıkları vardır.
Hiç kalkanım yok.
Sana yardım edebilecek bazı güçlü arkadaşlarım var.
Benim bir dizüstü bilgisayarım var.
Yaşlı adamın yeterince parası var.
Bir bisikletim var.
Biraz boş zamanım var.
Her öğrencinin kendi sırası vardır.
- Benim bir arabam var.
- Bir arabam var.
Çok zamanım var.
Bir planım var.
Almanya'da asgari ücret yok.
Benim bir vizem var.
Onun parası var.
Gerçek bir seçimim yok.
Nakitim var.
Tom'un az boş vakti var.
Benim bir aletim var.
Kanıtım var.
Haklarım var.
Benim cevabım yok.
Bunların cevabı bende yok.
Bu arabanın kliması yok.
Kanıtım var.
- Benim bir atım var.
- Atım var.
- Bir atım var.
- Çok zamanım var.
- Benim bol zamanım var.
Senin aracının yedek lastiği var mı?
Müze Kelt eserlerinden büyüleyici bir koleksiyona sahiptir.
Mağazanın büyük bir şarap stoğu var.
Bizim bölümümüz o bilgiye sahip değil.
Onun bir resmi var.
O, bir videoya sahip.
Zamanım olursa, yaparım.
O bir kitap sahiptir.
Onun bir öğle yemeği var.
İhtiyacım olan her şeye sahibim.
Yanlış numara çevirdim gibi görünüyor.
Toplantı tutanağım var.
Sahip olduğu parayı sana verecek.
Yeterli param var.
Çok sayıda arkadaşım var.
Benim bu tür param yok.
O kadar çok vaktim kalmadı.
Benim çok param var.
Rus arkadaşlarım var.
Yiyeceğim var.
Uzun zamanım yok.
Eğlence için hâlâ çok zamanım var.
Tüm detaylara sahip değilim.
Yeterince zamanım olup olmadığını bilmiyorum.
O, kendine bu büyük odayı aldı.
Dinlenmek için biraz zamanım var.
Hiç kurşun kalemim yok.
Okuumuzun kütüphanesinde birçok kitap var.