Examples of using "Vaikka" in a sentence and their turkish translations:
Yağmur yağsa bile gideceğim.
Tom yağmur yağmasına rağmen geldi.
Görme yeteneğim muhteşem olmasına rağmen.
Yağmur yağsa bile, gideceğim.
İstesem bile yapamam.
Bina yıkılmasına rağmen, onlar hayatta kaldılar.
Gölün yüzeyi tamamen donmuş olsa da
Vahşi düz kürklü su samurları gündüz aktif olsa da...
Çiftleşme gerçekleşeceği için çok heyecanlıydım
Bu duvar bizim gözümüze sıradanmış gibi görünebilir
Daha yoğun olan kara ulaşmak için biraz kazmama rağmen,
Yağmur yağmasına rağmen futbol oynadık.
Azim ve sabır her kapıyı açar.
Kendisi polis olmasına rağmen hırsızlardan korkuyor.
Bitkin olduğum halde, işe devam ettim.
Birini gördüğüme yemin edebilirim.
Tom'a yardım etmek istesem bile yardım edemedim.
Bir kuş değilim ama olmak isterdim.
Özür dilemesine rağmen, hâlâ öfkeliyim.
Söylemek istesem bile, sana söyleyemem.
Tom hasta olmasına rağmen okula gitmeyi planlıyor.
Gece görüşleri bizimkinden iyi olmasa da...
O yorgun olmasına rağmen işine devam etti.
O üşütmüştü fakat işe gitti.
Fakir olmasına rağmen, o mutluydu.
Herhangi bir yaşam belirtisi vermememe rağmen hayattayım.
Hasta olmasına rağmen, okula gitti.
Çok geç olmasına rağmen, o çalışmaya devam etti.
Biz sıkı çalışmamıza rağmen, Jane'i yenemedik.
Çocuk annesi ona açmamasını söylemesine rağmen pencereyi açtı.
Mutsuz olmama rağmen intihar etmeyeceğim.
Tom çok yese bile kilo almaz.
Onun doğru olduğuna yemin etsem bile bana inanmazlar.
- O sevdiğini söylese bile Tom gerçekten Mary'yi sevmiyor.
- Tom sevdiğini söylemesine rağmen gerçekten Mary'yi sevmiyor.
Eti sıyrılmış bile olsa, çok şeyde kullanabilirsiniz.
Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.
Sevmeseniz bile, işi yapmanız gerekir.
Bunu hiçbir surette yapmazdım.
Bunu dünyadaki tüm para için yapmazdım.
Derslere gitmezsem fizik öğretmenim umursamaz.
O çok yaşlı olmasına rağmen etkindir.
Tom bitkin olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
Acıtıyor olsa bile, beni becermeni istiyorum.
Ne kadar çok denersen dene çok kolay bir şekilde başarılı olamayacaksın.
O, Çinli olmasına rağmen Çince konuşmuyor.
Annesi ona yasaklamasına rağmen çocuk pencereyi açıyor.
Yaşlı ama kuvvetli.
ve çok tuzlu olsa da, harika besin maddeleri içerir.
Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.
İkincisi de, sürekli ilerlemeye devam etmek. Canınız istemese bile emin bir şekilde ileriye gitmelisiniz.
Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.
Tom çok yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti.
İnsanlar tuhaf olduğumu düşünürse umurumda değil.
Her ne kadar gizlemeye çalışsa da, Meryem'in sesindeki çaresizliği duyabiliyordum.
Onun hatası olmamasına rağman Tom suçlandı.
Ekonomi zayıf olmasına rağmen, bazı şirketler hâlâ kazanç sağlıyor.
Ne kadar çok çalışırsan çalış, onu bir günde bitiremezsin.
İngilizce onun anadili olmamasına rağmen, onu kusursuz konuşur.
Pek çokları denese de kimse tarihi değiştiremez.
Tom yarışı kazanmamasına rağmen, çok hayal kırıklığına uğramış görünmüyor.
Scrooge ve Marley kimbilir kaç senedir ortaktılar.
Annemin ana dili İngilizce olmasına rağmen ebeveynlerim genellikle birbirleriyle Fransızca konuşur.
Çok parası olsa da, o mutlu değildir.
Ebeveynleri onun yapmasını istemese bile o, onunla evlenmeye karar verdi.
Tom yüksek proteinli olmalarına rağmen solucanları yemek istemiyordu.
- Şikâyet etmenin bir faydası yok.
- Şikayet etmenin faydası yok.
Bir gözlemeyi ne kadar düz yaparsanız yapın, onun her zaman iki yüzü vardır.
Güney Tirol İtalya'da olmasına rağmen, nüfusunun çoğunluğu Almanca konuşur.
Tom yarışı kazanmamasına rağmen Mary'ye yarışı kazandığını söyledi.
Okyanusta çoğu ada haritalanmış olmasına rağmen, okyanus tabanı genellikle bilinmemektedir.
Biraz Fransızca bilmeme rağmen, sanırım İngilizce konuşmalıyız.
İş ne kadar zor olursa olsun Tom asla şikayet etmez.
Beni görmeye gelse bile, ona evde olmadığımı söyle.
Dün gece on iki saat kesintisiz uyumama rağmen hala oldukça yorgun hissediyorum.
Tom, o beni orada istemese bile beni Mary'nin partisine davet etti.
Ne derse desin sakin ol.
Tom zaten çok fazla içmesine rağmen, bir içki daha ısmarlıyor.
Tom onu ayrıntılı olarak açıklamasına rağmen onu gerçekten anladığımdan hâlâ emin değilim.
Asyalı bir kız gibi görünüyor olsa da Marika bir Saami değildir. O sadece Fin olduğunu söylüyor.
O evlenmek için İran'a geri dönebileceğini söylemesine rağmen, Japonya'dan sonra onun planları kararlaştırılmadı.
Aç olmasan bile bir şey yemelisin. Aksi takdirde öğle yemeği vaktine kadar dayanmazsın.
Tom Mary'ye onların biçimsiz olduklarını düşünmesine rağmen onun ayakkabılarını sevdiğini söyledi.
Bazı tercümanlar Alisa yaygın bir Rus ismi olmasına rağmen Alice'in adını Sonya ya da Anya'yla değiştirdi
Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır.
Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder.
Bunun anlamı, kaslarını kullanarak öne atılmaya hazır olduğudur. Ne kadar hızlı olduğunuzu düşünseniz de bir çıngıraklı yılan kadar değilsiniz.
Bu dünyada, ne kadar arzu ederseniz edin asla gerçekleşmeyecek şeyler vardır.
Canın bir şey yemek istemese bile bir şey yemelisin. Yemezsen, öğle yemeği saatine kadar dayanmazsın.
- Anne-babanızın hakkını asla ödeyemezsiniz.
- Ana-baba hakkı ödenmez.
Benim kazandığımdan daha çok para kazanmana rağmen benim senden daha çok gelir vergisi ödemem bana çok mantıklı gelmiyor.
Durumu iyileştirmek için on yıllardır devam eden uluslararası çabalara rağmen, savaş, hastalık ve kıtlık yoksulluk çeken ülkeyi yok etmeye devam ediyor.
50 yaşında olmasına rağmen, hâlâ nefes kesici.
Tom hasta olmasına rağmen ev ödevini zamanında yaptırmayı planlıyor.
İyi örnek cümleler yazmak o kadar kolaydır ki bir sürü kötü olanlardan kurtulma sürecinde birkaç iyi cümleyi kazara iptal etsek bile, sanırım çok sayıda iptal yaparak bu korpusun kalitesini şiddetle geliştirebiliriz.