Examples of using "Suojaa" in a sentence and their turkish translations:
Bu buzla temasıma engel oluyor
Karanlıktan faydalanmak için geceyi beklemesi gerek.
Avcılardan ancak karanlık sayesinde korunabiliyor.
Geri çekme cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.
Ama hava şartlarına karşı tam olarak korunaklı değil.
Ama hava koşullarına karşı tam olarak korunaklı değil.
Pekâlâ, artık geç oluyor. Sığınağı düşünmemiz gerek.
Hepsi gece karanlığını bekliyor.
Karanlık gizlenmesini sağlıyor. Ama yere bastığında çıkan titreşimler buz denizinde yankılanıyor.
O tarafa gidebiliriz. Ağaçların altında korunaklı kalmayı deneyebiliriz.
Sarp kayalıklar biraz güvenlik sağlıyor. Ama bu kız geride kalıyor.
Bu tür inişlerde halatı sivri kayalıklardan koruyacak bir şey yapmak istersiniz.
Yoksa bu ağacın arka tarafına gidip doğanın bana verdiğini mi kullanacağız?
Yahudiler, İspanyol Engizisyonundan kaçtılar ve on beşinci asırda Osmanlı İmparatorluğu'na sığındılar.