Examples of using "Pikku" in a sentence and their turkish translations:
Tüm bebek kurbağalar çıtırdıyor.
Ne kadar tatlı bir kız çocuğu!
Küçük bir sorunumuz var.
Küçük kızımız büyüyor.
Ama bu ufak kemirgen onlardan değil.
Tom Mary'ye küçük bir hediye aldı.
Tom hâlâ küçük bir çocuk.
Bu, Tom'un küçük kirli sırrı.
Çatıdan düşen fayanslar çok küçük parçalara ayrıldı.
O, küçük bir mola almamızı önerdi.
Az önce Tom'la biraz konuştum.
Şu an ufak bir deniz biyoloğu gibi. Çok şey öğrendi.
Onun küçük kızı önceki durumlarda çok daha iyi davranmıştı.
Küçük bir sorunumuz var.
"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.
Bunu ben yaptım.
Buradaki yiyeceğe alışıyorum.