Translation of "Poika" in Turkish

0.016 sec.

Examples of using "Poika" in a sentence and their turkish translations:

- Poika hyppää.
- Se poika hyppää.
- Poika on hyppäämässä.
- Se poika on hyppäämässä.

- Oğlan atlıyor.
- Çocuk zıplıyor.

- Poika hyppää.
- Se poika hyppää.

Oğlan atlıyor.

- Poika putosi sängystä.
- Poika putosi sängyltä.
- Poika putosi vuoteesta.

Çocuk yatağa düştü.

- Poika raaputti korvaansa.
- Poika raapi korvaansa.

Çocuk kulağını kaşıdı.

Poika karkasi.

Çocuk kaçtı.

Olen poika.

Ben bir erkek çocuğuyum.

- Tuo poika on fiksu.
- Tuo poika on älykäs.

O çocuk akıllıdır.

Olin vasta poika.

O zamanlar çok gençtim.

Poika putosi sillalta.

Erkek çocuk köprüden düştü.

Poika pysyi hiljaa.

Çocuk sessiz kaldı.

Poika osti koiran.

Çocuk bir köpek aldı.

Olet fiksu poika.

- Sen akıllı bir oğlansın.
- Sen akıllı bir çocuksun.

Olet pelkkä poika.

Sen sadece bir çocuksun.

Poika alkoi kirkua.

Erkek çocuğu bağırmaya başladı.

Minulla on poika.

Bir oğlum var.

Olet hyvä poika.

Sen iyi bir erkek evlatsın.

Poika nukkuu sängyssä.

Yatakta bir oğlan uyuyor.

Tomilla oli poika.

Tom'un oğlu vardı.

Poika näyttää isältään.

Çocuk babasına benziyor.

Tuolla on poika.

Bir çocuk var.

Poika heittää kiven.

Oğlan bir taş atıyor.

Onko Tomilla poika?

Tom'un bir oğlu var mı?

- Hänen täytyy olla kiltti poika.
- Hän varmasti on kiltti poika.

O iyi bir çocuk olmalı.

Poika oli hyppäämäisillään järveen.

Çocuk göle atlamak üzereydi.

Ujo poika mutisi nimensä.

Utangaç erkek çocuğu adını mırıldandı.

Poika oli yläruumis paljaana.

Çocuk beline kadar çıplaktı.

Poika teki pilaa tytöstä.

Çocuk kızla alay etti.

Poika nappasi kissaa hännästä.

Çocuk kediyi kuyruğundan yakaladı.

Hän on japanilainen poika.

O bir Japon çocuk.

Hän on pisin poika.

- O en uzun boylu çocuktur.
- O en uzun boylu oğlandır.

Serkku on enoni poika.

Kuzen, amcamın oğludur.

Tomi on hyvä poika.

Tom iyi bir çocuk.

Poika tarttui kissaa hännästä.

Oğlan kediyi kuyruğundan yakaladı.

Poika oli ilman paitaa.

Çocuk gömleksizdi.

Tom on hyvännäköinen poika.

Tom yakışıklı bir çocuk.

Minulla on kymmenenvuotias poika.

On yaşında bir erkek çocuğum var.

Tom on fiksu poika.

Tom zeki bir çocuk.

Tom on Marin poika.

Tom, Mary'nin oğludur.

Tomi on fiksu poika.

Tom akıllı bir çocuk.

Tämä on se poika.

Bu, erkek çocuktur.

Tuo poika näyttää Tomilta.

Şu çocuk Tom'a benziyor.

Tom on kiva poika.

Tom güzel bir çocuk.

Tom on täydellinen poika.

Tom mükemmel erkek evlattır.

Minä olen hyvä poika.

Ben iyi bir çocuğum.

Poikasi on iloinen poika.

Senin oğlun mutlu bir çocuk.

Tom on hiljainen poika.

- Tom sessiz bir çocuk.
- Tom uslu bir çocuk.

Tomi on tuhma poika.

Tom yaramaz bir çocuk.

Tom on rehellinen poika.

Tom dürüst bir çocuk.

- Poika ja mies juovat vettä.
- Se poika ja se mies juovat vettä.
- Poika ja mies ovat juomassa vettä.
- Se poika ja se mies ovat juomassa vettä.

Oğlan ve adam, su içiyorlar.

- Tuo poika tuolla on hänen veljensä.
- Tuo poika tuossa on hänen veljensä.

Oradaki çocuk onun erkek kardeşidir.

Poika palasi naama täysin mudassa.

Çocuk yüzü çamurla kaplı döndü.

Poika unelmoi menevänsä Etelänavan tutkimusmatkalle.

Oğlan bir Antarktika seferine gitmeyi hayal ediyordu.

Poika näytti ystävällisesti meille paikkoja.

Oğlan bize etrafı gösterecek nezakete sahipti.

Poika meni sänkyyn sukat jalassaan.

Çocuk çoraplarıyla yatmaya gitti.

Poika yritti paeta, mutta epäonnistui.

Genç kaçmaya yeltendi ama başaramadı.

Likainen poika paljastui prinssiksi valepuvussa.

- Kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.
- Üstü başı kirli çocuğun kılık değiştirmiş bir prens olduğu ortaya çıktı.

Hän on jo iso poika.

O büyük bir çocuk.

Hän oli ennen mukava poika.

O, hoş bir çocuktu.

Tom on aika kova poika.

Tom oldukça sert bir çocuk.

Hänellä on vielä yksi poika.

- Onun başka bir oğlu var.
- Onun bir başka oğlu var.
- Onun bir oğlu daha var.

Tiesitkö, että Tomilla oli poika?

Tom'un bir oğlu olduğunu biliyor muydun?

Tom on todella komea poika.

Tom, çok yakışıklı bir çocuktur.

Kirjaa lukeva poika on John.

Bir kitap okuyan çocuk John'dur.

Eilen tullut poika oli pikkuveljeni.

Dün gelen erkek çocuğu benim küçük erkek kardeşimdi.

Jack on luokan älykkäin poika.

Jack sınıftaki en zeki çocuktur.

Poika yritti liikuttaa raskasta sohvaa.

Çocuk ağır kanapeyi taşımaya çalıştı.

Tomin on hyvin ujo poika.

Tom çok utangaç bir çocuk.

Tomi on hyvin käyttäytyvä poika.

Tom terbiyeli bir çocuk.

Tom on vieläkin pikku poika.

Tom hâlâ küçük bir çocuk.

- Tomilla on yksi poika ja kaksi tytärtä.
- Tomilla on yksi poika ja kaksi tyttöä.

Tom'un bir oğlu ve iki kızı var.

Nuori poika laittoi päälleen äitinsä takin.

Genç çocuk annesinin ceketini giydi.

Kristinuskossa Jeesuksen uskotaan olevan Jumalan poika.

Hristiyanlıkta İsa'nın, Tanrı'nın oğlu olduğuna inanılır.

En tiedä kuka tuo poika on.

O çocuğun kim olduğunu bilmiyorum.

Kuka on tuo joessa uiva poika?

- Nehirde yüzen delikanlı kimdir?
- Nehirde yüzen çocuk kimdir?

Tomi on minulle kuin oma poika.

Tom benim kendi oğlum gibi.

Kreikkalaisessa mytologiassa Zeus on Kronoksen poika.

Eski Yunan mitolojisinde Zeus, Cronus'un oğludur.

Poika ja tyttö näyttävät tuntevan toisensa.

Oğlan ve kız birbirlerini tanıyor gibi görünüyor.

Olen Alan Tate, Terry Taten poika.

Ben Alan Tate, Terry Tate'nin oğlu.

Isä ja poika edustavat kahta sukupolvea.

Bir baba ve oğul iki kuşağı temsil eder.

Hän on reilusti luokan paras poika.

O bugüne kadar sınıftaki en iyi çocuktur.

Tom on rehellinen poika eikä valehtele.

Tom dürüst bir çocuk, bu yüzden yalan söylemez.

- Martin Luther King jr. oli tummaihoisen ministerin poika.
- Martin Luther King jr. oli tummaihoisen papin poika.

Martin Luther King siyah bir papazın oğluydu.

- Etkö tiennyt, että Tomi on Marin poika?
- Etkö sinä tiennyt sitä, että Tomi on Marin poika?

Tom'un Mary'nin oğlu olduğunu bilmiyor muydunuz?

Se poika on sairas vaikkei näytä siltä.

Öyle görünmüyor olsa da çocuk hasta.

Tom väitti olevansa erään rikkaan miehen poika.

Tom zengin bir adamın oğlu olduğunu iddia etti.

Minä muistan kun olit vielä pieni poika.

Senin küçük çocukluğunu bilirim.

Poika koski tulikuumaa hellaa ja poltti kätensä.

Çocuk sıcak sobaya dokundu ve elini yaktı.

Minulla on poika, joka täytti juuri kolme.

- Sadece üç yaşına girmiş bir oğlum var.
- Üç yaşına girmiş bir oğlum var.

Tom on kotikylän poika, joka onnistui menestymään.

Tom çok başarılı olan yerli bir erkek çocuğu.

Poika avasi ikkunan, vaikka hänen äitinsä kielsi.

Çocuk annesi ona açmamasını söylemesine rağmen pencereyi açtı.

En usko että Tomi on Marin poika.

Tom'un Mary'nin oğlu olduğunu düşünmüyorum.

Poika värjäsi hiuksensa, koska hän halusi saada huomiota.

Oğlan fark edilmek istediği için arabasını boyadı.

- Tom on fiksu poika.
- Tom on fiksu nassikka.

Tom akıllı bir çocuk.