Examples of using "Isä”" in a sentence and their turkish translations:
Babam çiçekleri suluyor.
Merhaba, baba.
Ben bir babayım.
Baba oturma odamızı daha geniş yaptı.
Bir baba ailesinin geçimini sağlar.
Tom bir baba.
Benim için bir baba gibisin.
Tom'un babası bir okul bekçisiydi.
Artık baba da uyandı.
Babam hala yatakta.
O, düşünceli bir babadır.
- Babam bana kitabı aldı.
- Babam bana kitap satın aldı.
Babam balık tutmaya gitti.
Babam bana bir çift eldiven aldı.
Tom zaten bir baba.
Tom kötü bir babadır.
- Tom yakında baba olacak.
- Tom yakında bir baba olacak.
Tom, Mary'nin babasıdır.
Tom iyi bir babaydı.
Tom'un babası zengin.
Babam bana kabalığım için sitem etti.
Babam bana bir kamera aldı.
Babam iyi bir insan.
Tom mükemmel bir baba.
Tom'un babası alkolikti.
- Benim babam senin babandan daha güçlüdür.
- Benim babam senin babandan daha güçlü.
Gelinin babası düğün töreni için geç geldi.
Babam Fransızca belgeyi Japoncaya çevirdi.
Rubén üç çocuk babasıdır.
Ne tür baba olacağını düşünüyorsun?
Sanıyorum sen mükemmel bir baba olacaksın.
Tom benim için bir baba gibiydi.
Tom Mary'nin biyolojik babası.
Babam sıkı bir işçidir.
Babam her sabah koşuya gider.
- Tom'un babası Alzheimer hastasıdır.
- Tom'un babası Alzheimerden muzdariptir.
Baba, dışarı gidip oynayabilir miyim?
Ellili yaşlardaki bu baba can havliyle kaçmaya çalışıyor.
Babam bazen beni ofisine götürüyordu.
Baba nadiren sekizden önce eve gelir.
İyi bir koç oyuncularına bir baba gibidir.
Babası avukat olan bir kız tanıyorum.
Yaklaşık on dakika önce babam eve geldi.
Babamın o zaman söylediğini asla unutmayacağım.
Babam önümüzdeki hafta yurt dışına gitmek niyetinde.
Bir baba ve oğul iki kuşağı temsil eder.
Babam nadiren gece yarısından önce eve döner.
Tom'un babası bir İkinci Dünya Savaşı gazisi.
O hâldeyken oğluma iyi bir baba olamazdım.
Babası sihirbaz olan bir arkadaşım var.
Tom şimdi sağlıklı bir bebek kızın gururlu babası.
Saatini çaldığını baban biliyor mu?
Babası ünlü bir piyanist olan bir arkadaşım var.
Babası ünlü bir aktör olan bir arkadaşım var.
Babam ve arkadaşı bir sonraki tepe üzerinde mısır ekecek.
Mary'nin babası asla geri gelmeyecek bir denizciydi.
Wolmar Schildt "bilim ve sanatın babası" olarak da bilinir.
Tom benim babam değil.
Baban çok hoş görünüyor.
Babam odadan ayrıldığında küçük kız kardeşim bana el hareketi çekti.
- Tom babası Vietnam Savaşında bir helikopter pilotu olan bir adam tanıyordu.
- Tom, babası Vietnam Savaşı sırasında helikopter pilotluğu yapmış bir adam tanıyordu.
Joaquim'in dindar olduğu söylenir ama o Rab'bin duasını zorlukla biliyor.
Tom'un babası dokuz ya da ondan önce asla eve geri gelmedi.
Ben senin babanım.
Babam eve geldiğinde, TV izliyordum.