Examples of using "Hädin" in a sentence and their turkish translations:
Siz güçlükle duyabiliyorum.
- Seni güçlükle çıkartabildim.
- Seni zar zor tanıdım.
Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.
Tom zar zor yataktan çıkabildi.
Öldürülmekten kıl payı kurtuldu.
Tom meramını zorla anlatabildi.
Tom çok az Fransızca konuşabiliyordu.
Tom neredeyse Fransızca konuşamaz.
Tom ailesini zar zor besleyebiliyor.
Tom neredeyse hiç Fransızca konuşamaz.
Tom Mary'nin söylediklerini güçlükle anlayabiliyordu.
Sonra bir baktım ki yuvanın dışına sürüklenmiş, ölmek üzere.
Sen beni aradığında otelde zorla kayıt yaptırdım.
O güçlükle okuyabiliyor.
Yaza kadar güçlükle bekleyebilirim.
Seni neredeyse hiç tanımıyorum.
Tom zar zor Fransızca konuşur.
Tom ve Mary kahvaltıda birbirleriyle neredeyse hiç konuşmadılar.
Gülmemek için kendimi zor tuttum.