Examples of using "Asui" in a sentence and their turkish translations:
Tom orada yaşadı.
Londra'nın merkezinde yaşadı.
Ormanda yalnız başına yaşadı.
Tom, Mary'nin yanında yaşardı.
Mary birkaç ay manastırda yaşadı.
Tom Mary'nin nerede yaşadığını bilmek istiyordu.
Tom'a göre, Mary Boston'da yaşıyordu.
Büyükannem bizimle yaşadı..
Tom on yaşına kadar Boston'da yaşadı.
Bu köyde güzelı bir kız yaşadı.
Yıllarca orada yaşadı.
Amcam yıllarca yurt dışında yaşadı.
Ankara'da altı yıl yaşadı.
Tom Mary'nin nerede yaşadığını sordu.
Tom bir süre Boston'da yaşadı.
Tom çok pahalı bir otelde kaldı.
Uzun süre İzlanda'da yaşadı.
Üç tane ayı, o küçük evde yaşıyordu.
Tom anne ve babası ile birlikte Boston'da yaşıyordu.
Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.
Tom'un Boston'da yaşadığını unuttum.
- Tom bu otelde üç hafta kaldı.
- Tom üç hafta bu otelde kaldı.
Tom büyük bir evde tamamen tek başına yaşıyor.
Yaşlı bayan tek başına üç odalı bir dairede yaşadı.
Tom bana Mary'nin nerede yaşadığını bildiğini söyledi.
Uzun zaman önce, küçük bir adada yaşlı bir kral yaşarmış.
O güzel bir otelde kaldı.
Ucuz bir otelde kaldı.
Tom nerede yaşadığını Mary'ye söylemeyecek.
Bu, bir çocukken şairin yaşadığı ev.
Tom'un önceden Boston'da yaşadığı doğru mu?
Tom ucuz bir otelde kaldı.
Tom güzel bir otelde kaldı.
- 25 yaşına gelinceye kadar beş farklı ülkede yaşadı.
- 25'ine geldiğinde beş farklı ülkede yaşamıştı.
Tom Mary'ye Boston'da fakir bir muhitte büyüdüğünü söyledi.
O, teyzesinin evinde kaldı.
O, yaz okuluna devam ederken nehrin yanındaki bir çadırda yaşadı.
Tom Mary'ye Boston'da yaşadığı zamanın hikayelerini anlatırdı.
Tom'un üç yıldır Boston'da yaşadığı doğru mu?
O, bir süre burada kaldı.
George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
Avustralya'dan ayrıldığında kaç yaşındaydın Tom?
Tom bir otelde kaldı.
Tom Quebec'te yaşarken Fransızca öğrendi.
Tom, Mary'den ayrıldıktan sonra bir süre arabasında yaşadı.
- Tom çocukken, onun karşısındaki caddede yaşayan kıza saplantılı oldu.
- Tom çocukken, sokağın karşı tarafında yaşayan kıza kafayı takmıştı.
O bir otelde kaldı.
İnsanlar köylerde yaşıyordu.