Examples of using "Lähellä" in a sentence and their turkish translations:
Yakın dur.
Ucu ucunaydı!
Sen hendeğe yakın yaşıyorsun.
Biz sınıra yakın yaşıyoruz.
Okula yakın oturuyoruz.
Yakınlarda bir dişi var.
Yakınlarda bir hastane var.
- Yakınlarda bir çiçek mağazası var.
- Yakınlarda bir çiçekçi dükkanı var.
Yakında bir yangın patlak verdi.
Kıl payı kurtuldu.
Ben istasyona yakınım.
Kanalın yanında yaşıyorum.
Yolumu nehrin yakınında kaybettim.
Buraya yakın yaşıyorum.
Buraya yakın oturun.
Bu yakın.
Tom yakın kaldı.
Tom'a yakın durun.
Yakında bir postane var.
Yakında bir telefon var mı?
Havaalanı bu civarda.
Tren istasyonunun yakınında yaşıyorum.
Kaldığım otel istasyona yakın.
Köye çok yaklaştık.
Bir uyarı. Civarda tehlike var.
Buraya yakın bir McDonald var mıdır?
İstasyonun yakınında bir banka var mı?
Tomoko neredeyse ağlamaya başladı.
İstasyon otele yakındır.
İstasyona yakın yaşamak istiyorum.
Onlar çok samimi.
Şimdi çok yakınsınız.
Kitabevi parkın yakınında.
Benim doğum günüm seninkine yakındır.
Sinema istasyona yakın mı?
Postane buraya yakın mı?
Tom bize yakın yaşar.
Buralarda mı yaşıyorsun?
Tren istasyonunun yakınında ayçiçeği tarlası var.
Tom Boston yakınında büyütüldü.
Tom, Mary'nin yanında yaşardı.
- Biz istasyona yakın yaşarız.
- İstasyona yakın oturuyoruz.
- Kapatın.
- Kapat.
Bakalım, bu takip cihazına göre Dana kesinlikle yakınlarda.
Otobüs durağı bizim okulun yanındadır.
Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.
Çevirisi orijinale çok yakın.
- Senin yanında olmak istiyorum.
- Sizin yanınızda olmak istiyorum.
Evimin yanında bir okul vardır.
Onların evleri denize yakın durumdadır.
Keşke senin evine yakın yaşayabilsem.
Sicilya Malta'ya çok yakın mı?
TV'ye çok yakın oturma.
Okulumuza yakın bir otobüs durağı var.
Benim evim parka yakındır.
- Deniz kıyısında yaşadığım için sık sık plaja giderim.
- Evim denize yakın olduğu için sık sık sahile inerim.
Çok yaklaştık ve asla pes etmeyeceğiz.
Şu kişinin evi metroya yakındır.
Gölün yakınında büyük bir restoranı var.
O yakındı.
Tom ve ben birbirimize yakın yaşarız.
Tom hastalığından sonra okyanusun yanında iyileşti.
Biz metro yakınında bir otel seçtik.
Yakın kalacağım.
Büyükbaba ateşin yanındaki her zamanki yerine oturdu.
Kuzenim evimize yakın bir dükkânda çalışıyor.
Kaldığım otel istasyonun yakınındadır.
Termal görüntüleme, deriye yakın bir kılcal damar ağının...
Ben istasyonun yakınında lezzetli kekler yapan yeni bir pasta dükkanın var olduğunu duydum.
Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.
Senin evinin bu kadar yakınında bir banka olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu.
Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.
Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.
The Paris Peace Conference opens at the Palace of Versailles, just outside the French capital.
Tom ve Mary koltukta birbirine çok yakın oturuyordu.
Ekvator yakınında, hava yıl boyunca sıcak ve nemlidir.
Sonra devam edeceğiz. Embarra Köyü'ne yaklaşmış olmalıyız.
Nehrin kenarında Tom'la birlikte gördüğün sen miydin?
Bir dereye yakın yaşamak her zaman hayallerimden biri olmuştur.
Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.
Bilim insanlarının hesaplarına göre memeliler, insanların etrafındayken geceleri yüzde 30 daha aktif oluyorlar.
Gösteri neredeyse bitti.
Tom'un annesi onun TV'ye çok yakın oturursa gözlerini mahvedeceğini söyledi.
İnsanlar ona çok yakın durarak onun kişisel alanını istila ettiğinde Tom bunu sevmez.
Bu gece havaalanına yakın bir otelde kalmak zorundayım.
O kısa bir yürüyüş.