Examples of using "Asioita" in a sentence and their turkish translations:
İsimler, şeyler.
Ben hayal mi görüyorum?
Sen şeyleri daha kötü yaptın.
çok basit bir dil kullanırdı.
Karmaşa yapmayın.
Oldukça sıra dışı şeyler görmeye başladım.
İşleri yarım bırakma.
Hayatta daha önemli şeyler var.
Aklımda işlerim var.
O gün çok şey gördüm.
Tom bu şeylerden nefret ediyor.
Tom bu tür şeylerden nefret ediyor
Çok karmaşık konularla ilgileniyorduk.
Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?
Ormanda olan garip şeyler var.
- Tom olayları abartmayı sever.
- Tom olayları büyütmeyi sever.
Kelimler, kelimeler ve daha fazla şey.
çoğumuz yakınımızdaki şeyleri düşünmeyi tercih ederiz;
Ve bu çizgileri çizerken, tüm bu hikâyeler ortaya çıkıyor.
Tom yeni şeyleri denemekten hoşlanır.
O her zaman yeni şeyleri deniyor.
Tom bana çok şey öğretti.
Sadece aptalca şeyler söyledi.
Aklımda çok şey var.
İşleri hayal etmediğinden emin misin?
- Katılacak birçok acil konular var.
- İlgilenecek birçok acil konu var.
Biz birbirimize çok şey öğretiyoruz.
Hakkında düşünecek başka şeylerimiz var.
Çocuklar bir sürü aptalca şeyler yaparlar.
Çocuklar sık sık aptalca şeyler yaparlar.
Çocuklar böyle aptalca şeyler söylerler.
Tom birçok büyük şeyler yaptı.
Çocuklar böyle eğlendirici şeyler söylüyor.
O, karısı hakkında her zaman kötü şeyler söylüyor.
Bu kelime birkaç farklı şeyi ifade eder.
Tom'la biraz işim var.
- Tom'un bağışlayacağı çok şeyi var.
- Tom'un hediye olarak vereceği çok şeyi var.
Tom'un şeyleri komik bir söyleme tarzı var.
Böyle şeylerin var olduğuna inanmıyorum.
Soruşturmadan sonra birkaç önemli gerçek ortaya çıktı.
Paranın satın alamayacağı bazı şeyler vardır.
O her zaman işleri yapma tarzım hakkında şikayet ediyor.
Tom unutkandır.
Ben sadece bu tür şeylerin ne sıklıkta olduğunu merak ediyordum.
Virginia, bir kadının kocasından gizlisi saklısı olmamalıdır.
Usta San izcileriyle yaşadığım o inanılmaz deneyimden sonra
- Başkalarının işlerine karışmayın.
- Başkalarının işlerine burnunu sokma.
Ben gurur duymadığım bazı şeyler yaptım.
İnsanlar yorgun olduklarında aptalca şeyler yaparlar.
Yarına kadar yapmam gereken bir sürü şey var.
Hâlâ Tom'a söylemek istediğim çok şey var.
Tom Mary hakkında çok şey bilir.
- Tom işleri asla zamanında yaptırmayan bir üne sahip.
- Tom işleri asla zamanında yaptırmamakla ünlüdür.
Ben çok aptalım...Kendi anlamadığım şeyleri sana açıklamaya çalışıyorum.
Doğrusu çok şey biliyorsunuz ama onları öğretmede iyi değilsiniz.
İşi şansa bırakma.
Bilim birçok şeyi açıklar ama din asla açıklayamazdı.
Yarına kadar yapmam gereken bir sürü şey var.
Bu sabah çok erkencisin. Yapacak bir şeyin mi var?
Tom'un gidebilmesinden önce yapacak birkaç şeyi daha var.
Bu dünyada çok iyi anlayamayacağım pek çok şey var.
O dobra dobra konuşan bir insan türüdür.
Ergenler birçok ahmakça şeyler yaparlar.
Bir insan zengin ya da fakir olup olmamasına göre işleri farklı görür.
Tom, Mary'nin aptalca bir şey yapmamasına güvenebileceğini düşünüyor.
Çöldeki en önemli şeylerden biri, su bulabileceğiniz şeylere karşı gözünüzü açık tutmaktır.
Tom yapmak istemediği bazı şeyleri yapmak zorunda kaldığını söyledi.
Açlık insanlara aptalca şeyler yaptırabilir.
Akıllı insanlar bile bazen aptalca şeyler yapar.
Verecegim sir çok basit: insan ancak yüregiyle baktigi zaman dogruyu görebilir. Gerçegin mayasi gözle görülmez.
Ben aslında geveze birisi değilimdir. Sadece sana anlatacak çok şeyim var.
Bu dünyada, ne kadar arzu ederseniz edin asla gerçekleşmeyecek şeyler vardır.
Sadece aptalca şeyler söyledi.
Sana söylemek istediğim çok şey var.