Translation of "Visitor" in Turkish

You've got a visitor.

Bir ziyaretçin var.

Tom has a visitor.

Tom'un bir ziyaretçisi var.

You have a visitor.

- Ziyaretçiniz var.
- Ziyaretçin var.

We have a visitor.

- Bir ziyaretçimiz var.
- Ziyaretçimiz var.

We've got a visitor.

Bir konuğumuz var.

- We have a visitor.
- We have a guest.
- We've got a visitor.

- Ziyaretçimiz var.
- Konuğumuz var.
- Misafirimiz var.

I had no visitor today.

Bugün ziyaretçi yoktu.

In 2016, yet another uninvited visitor.

2016'da bir davetsiz misafir daha var.

The visitor sat across from me.

Ziyaretçi karşımda oturdu.

You have a visitor in reception.

Resepsiyonda bir ziyaretçiniz var.

Congratulations! You are our thousandth visitor!

Tebrikler! Siz bizim bininci ziyaretçimizsiniz!

We have a visitor this afternoon.

Bu öğleden sonra bir ziyaretçimiz var.

She showed the visitor her baby.

O, konuğa bebeğini gösterdi.

Where can I find the visitor center?

Ziyaretçi merkezini nerede bulabilirim?

She's a frequent visitor to this country.

Bu ülkeyi sık sık ziyaret eder.

The visitor asked the class a question.

Ziyaretçi sınıfa bir soru sordu.

The old woman studied the visitor carefully.

Yaşlı kadın ziyaretçiyi dikkatle inceledi.

You should prepare a room for the visitor.

Ziyaretçi için bir oda hazırlaman gerekir.

The visitor left a message with his sister.

Ziyaretçi, kız kardeşi ile bir mesaj bıraktı.

The child offered a flower to the visitor.

Çocuk ziyaretçiye bir çiçek sundu.

He let the visitor into the living room.

O, ziyaretçinin oturma odasına girmesine izin verdi.

That you're part of this place, not a visitor.

buranın bir parçası olduğumu hissetmeyi öğretti.

A strange atmosphere surrounds the visitor in this room.

Bu odada garip bir atmosfer ziyaretçiyi çevreliyor.

The whole town accorded a hearty welcome to the visitor.

Bütün kasaba ziyaretçiye içten bir karşılama yaptı.

No visitor can remain in the hospital after 9 p.m.

Hiçbir ziyaretçi akşam 9:00'dan sonra hastanede kalamaz.

I'm expecting a visitor, so I can't go out now.

Bir ziyaretçi bekliyorum bu yüzden şimdi dışarıya çıkamam.

When the visitor entered the room, we stood to greet him.

Ziyaretçi sınıfa girdiğinde onu selamlamak için ayağa kalktık.

Tom is only supposed to have one visitor at a time.

Tom'un bir seferde sadece bir ziyartçisi olması gerekiyor.

We have a visitor right now. Would you mind waiting for a while?

Şu anda bir ziyaretçimiz var. Biraz bekler misiniz?