Translation of "Travels" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Travels" in a sentence and their turkish translations:

- Bad news travels fast.
- Bad news travels quickly.

Kötü haber çabuk yayılır.

He travels around.

O, etrafta seyahat eder.

Tom seldom travels.

Tom nadiren seyahat eder.

Sound travels very quickly.

Ses çok hızlı şekilde hareket eder.

Tom travels a lot.

Tom çok seyahat eder.

See, light travels in waves,

Işık, dalgalar hâlinde hareket eder

Tom travels a great deal.

Tom oldukça çok seyahat eder.

Jean travels less than Alice.

Jean Alice'den daha az seyahat eder.

Light travels faster than sound.

- Işık sesten daha hızlı hareket eder.
- Işık sesten daha hızlı ilerler.

Tom usually travels by motorcycle.

- Tom genellikle motosikletle seyahat eder.
- Tom genellikle motosikletle yolculuk eder.

Our travels take us everywhere.

Yolculuklarımız bizi her yere götürür.

Tom travels for work regularly.

Tom işi gereği sürekli seyahat ediyor.

We enjoyed our travels in Europe.

Avrupa'daki seyahatlerimizden zevk aldık.

Have you ever read Gulliver's Travels?

Güliver'in seyahatlerini hiç okudunuz mu?

An army travels on its stomach.

Bir ordu midesi üzerinde yürür.

He often travels to foreign countries.

O sık sık yabancı ülkelere seyahat eder.

He travels to meet other travelers.

Diğer yolcularla tanışmak amacıyla yolculuk yapıyor.

Stephen travels more than his boss.

Stephen, patronundan daha çok seyahat yapar.

He travels long distances by plane.

O, uçakla uzun mesafelere yolculuk eder.

Light travels much faster than sound.

Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.

Tom travels less than Mary does.

Tom Mary'den daha az seyahat eder.

Sami travels on his own jet.

Sami kendi jetinde seyahat eder.

Well, they say bad news travels fast.

- Yani, kötü haber tez yayılırmış, derler.
- Ee, kötü haber tez yayılır derler.

The rocket travels at a tremendous speed.

Roket muazzam bir hızda hareket eder.

Tom stays in motels when he travels.

Tom seyahat ettiği zaman motellerde kalır.

Tom travels around the world playing concerts.

Tom konserler vererek dünyayı geziyor.

The Doctor travels through time and space.

Doktor, uzay ve zamanda yolculuk yapar.

Tom travels abroad to see the world.

Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.

Tom travels the world looking for adventure.

Tom serüven peşinde dünyayı geziyor.

That fish travels in a group, don't they?

O balık grup olarak gezer.

He's back from his travels in Central Asia.

Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü.

Tom often travels to Germany for health reasons.

Tom sağlık nedenleriyle sık sık Almanya'ya seyahat eder.

Steve told me the tale of his travels.

Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.

Light travels at about 186,000 miles per second.

Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla yol alır.

Mary always travels with her small black suitcase.

Mary hep küçük siyah bavuluyla yolculuk eder.

The light travels at about 186,000 miles a second.

Işık saniyede yaklaşık 186.000 mil hızla ilerliyor.

Tom doesn't carry much with him when he travels.

Tom seyahat ederken onu yanında getirmez.

Gulliver's Travels was written by a famous English writer.

Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.

The earth travels in an orbit around the sun.

Dünya güneşin etrafında bir yörüngede hareket eder.

Sami never travels without a copy of the Quran.

Sami yanına Kuran almadan asla yolculuğa çıkmaz.

He never travels without taking an alarm clock with him.

O yanında bir çalar saati almadan asla yolculuk yapmaz.

Tom loves to talk about his travels in great detail.

Tom seyahatleri hakkında ayrıntılı olarak konuşmayı sever.

Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.

Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder.

How do you know that light travels faster than sound?

Işığın sesten daha hızlı olduğunu nereden biliyorsun?

She travels up to 40 kilometers a night, searching for food.

Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.

He met many fascinating people in the course of his travels.

O, seyahatleri sırasında çok sayıda etkileyici insanlarla tanıştı.

He travels about the world gathering facts about little known countries.

O, az bilinen ülkeler hakkındaki gerçekleri toplamak için dünyayı dolaşıyor.

A lightyear is the distance that light travels in one year.

- Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
- Işık yılı, ışığın bir yılda kat ettiği mesafedir.

We captured our travels in a special and kind of unique way.

Seyahatlerimizi özel ve farklı şekilde yakaladık.

And to give you an example of just how fast light travels,

Işığın ne kadar hızlı haraket ettiğine bir örnek vermek için,

Light travels around the earth seven and a half times a second.

Işık dünyanın etrafında bir saniyenin 7.5 katı hızında seyahat eder.

But the sound of the hunt travels far through the cool night air.

Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.

- In all my travels I've never seen a more beautiful mountain than Everest.
- In all of my travels, I have never seen a more beautiful mountain than Mount Everest.

Tüm gezilerimde, hiç Everest'ten daha güzel bir dağ görmedim.

What places are you planning to visit in your travels? And how? And why?

Gezilerinizde hangi yerleri ziyaret etmeyi planlıyorsunuz? Ve nasıl? Ve neden?

Malicious gossip spreads like wildfire. I guess that's why they say bad news travels fast.

Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.

It is because light travels faster than sound that some people look brilliant before sounding stupid.

Işık sesten daha hızlı ilerler bu sebeple bazı insanlar aptalca ses çıkarmadan önce keskin zekalı görünürler.