Examples of using "Less" in a sentence and their turkish translations:
- Ne kadar az mal mülk, o kadar az sıkıntı.
- Az mal, az dert.
daha fazla ameliyat gerçekleştirdiler.
Sana olan sevgim gitgide azalıyor.
Daha az değil.
Okumak için gittikçe daha az zamanım oluyor.
Matematikle gittikçe daha az ilgilenmeye başladım.
Fiona'nın mektupları gittikçe daha az sıklıkta oluyordu.
birazcık az kalıyor
az bir
Lütfen sessiz olun.
Çocuklarla gittikçe daha az zaman harcıyorsun.
Bu çok daha az politik güç ve çok daha az oy demek.
Bu günlerde bana gittikçe daha az sıklıkta yazıyor.
Ne kadar az kazanırsan o kadar az kaybetmek zorundasın.
Ne kadar az çalışırsam o kadar az çalışmak istiyorum.
Acele işe şeytan karışır.
Daha az sigara içmelisin.
Daha az alamam.
Tom daha az konuşmalı.
Bir tane eksik var.
Tom'un umurunda değildi.
Onun daha az ekmeği var.
- Az laf, çok iş!
- Az konuşalım, çok iş yapalım!
Hiç umurumda değil.
Bazen çokluk azlıktadır.
Daha azı kabul etmeyin.
Biz daha az tüketmeliyiz!
Tom daha azını alamaz.
Az konuş, çok iş yap.
Bazı perakendeciler daha az fiyat ister.
Diğerleri daha az iyimser.
Tom daha az şanslıydı.
bu ekonomi için gittikçe daha önemsiz biri haline gelirsin.
ve karşılığında bizim adımıza gittikçe daha azını istiyor.
Tom Mary'den daha az yedi.
Tom Mary'den daha az içti.
Tom'dan daha az yedim.
O on beş dolardan daha azdı.
Her zamankinden daha az karımız var.
ve öğretmenlere çok daha az ücret veriyorlar.
Bir yıldan kısa bir sürede,
Kendisi, daha az korkutucu bir seçenek.
Eh, aslında az çok, aynı şey.
Daha az sabırsız olmalısın.
- 5, 8 den daha azdır.
- 5, 8'den küçüktür.
Kadınlar erkeklerden daha az kazanır.
bir yıldan az bir sürede
- Sen hiçbir şeyden daha az değerlisin.
- Senin değerin sıfırdan daha az.
Londra Delhi'den daha az kalabalık.
Daha az iç ve daha fazla uyu.
Tom Mary'den daha az yer.
Gümüş altından daha ucuza mal olur.
Bu restoran daha az pahalıdır.
Jean Alice'den daha az seyahat eder.
Gazilerimiz daha azını hak etmiyor.
Çocuklarımız daha azını hak etmiyor.
Tom daha az ikna olmuştu.
Tom pek etkilenmemiş.
Şimdi kendimi daha az utangaç hissediyorum.
Daha çok iş ve daha az sohbet!
- Senden hafifim.
- Kilom senden az.
Zaman geçerken, insanlar konuyla gittikçe daha az ilgilendiler.
Tom genellikle Mary'den az yer.
Mary, kız kardeşinden daha az aktiftir.
Üçte bir yarımdan daha azdır.
Tom genellikle Mary'den daha az yer.
Bir zamanlar senin eski öğrencilerin seni akıl hocaları olarak seçtiklerini biliyorsun.
"Az ama öz" veya Dieter Rams'ın söylediği gibi "Az daha iyi.".
daha az hastaneye gitmenizden kaynaklanıyor.
Görsel olmaktan çok bütünsel;
fire vermeleri az,
O elli dolardan daha azdı.
O aşağı yukarı sarhoştu.
O benden daha az zeki.
O daha az rahatsız edici olmaya çalıştı.
Daha az pahalı bir şey arıyorum.
Daha az pahalı bir şeyin var mı?
İki saatten daha az zamanımız var.
O beş dakikadan az sürdü.
O bir dizelden daha az ekonomiktir.
Tom'un performansı muhteşemden daha azdı.
Üç dakikadan daha az süremiz var.
Bir saatten daha az zamanımız var.
Bir saatten daha az zamanımız var.
"Anladın mı?" "Az çok."
Üç saatten daha az zamanımız var.
O, senden daha az zeki.
İnsanlar daha öncekinden daha az elektrik tüketiyor.
Daha az kırmızı et yemelisin.
- O az çok benim yaşımda.
- O aşağı yukarı benim yaşımda.
- O yaklaşık olarak benim yaşımda.
- O neredeyse benim yaşımda.
Mükemmelin altında hiçbir şey ummuyorum.
Keşke daha az ev ödevi olsa.
Tom ne kadar az bilirse o kadar iyi.
Tom, Mary'den daha az yer.
Benim saatim seninkinden daha az tutar.
Bu kitabı daha ucuza aldım.