Examples of using "Toy" in a sentence and their turkish translations:
Oyuncak Hikayesi
O bir oyuncak değil.
Bu bir oyuncak değil!
Ben senin oyuncağın değilim.
Lütfen oyuncağımı tamir edin.
O sadece bir oyuncak.
Benimle dalga geçme.
- Oyuncağım kırık.
- Oyuncağım bozuk.
Bu sadece bir oyuncak.
Hangi oyuncak büyük?
Oyuncağını attı.
Bu bir oyuncak değil!
Onun duyguları ile oyun oynama.
Oyuncakçı kapalı.
Bu oyuncak erkekler için.
Çocuk bir oyuncak istiyor.
Benimle oynama, Tom.
Tom en sevdiği oyuncağını kaybetti.
Bu oyuncak neredeyse yok edilemez.
Onlar bunun bir oyuncak olduğunu sanıyor.
Ben senin oyuncağını ödünç alabilir miyim?
Nihayet oyuncağı satın aldım.
Tom yeni oyuncağını kırdı.
- Tom, Mary'nin genç jigolosu.
- Tom, Mary'nin genç sevgilisi.
Tom torununa bir oyuncak yaptı.
- Çocuğa bir oyuncak aldı.
- O, çocuk için bir oyuncak aldı.
O bir oyuncak için ağlıyordu.
O, oyuncaktan memnundu.
O, bir oyuncakla oynuyordu.
O bana oyuncak bir kutu verdi.
Annem bana bir oyuncak satın alıyor.
O, çocuğa bir oyuncak verdi.
O, bana küçük bir oyuncak aldı.
Çocuklar oyuncak bloklarla oynadılar.
Çocuk oyuncak için ağladı.
Bunu oyuncak kutuna koy.
Dikkatli ol. O bir oyuncak değil.
- Emily eski bir oyuncağa rastladı.
- Emily eski bir oyuncağa rast geldi.
Bu oyuncak araba akü ile çalışır.
O oyuncak ahşaptan yapılmıştır.
Tom oyuncak traktörü ile oynadı.
Tom'a bir oyuncak araba aldım.
Oyuncak satıcısı çok samimiydi.
Tom, Mary için bir oyuncak satın aldı.
Hadi oyuncak mağazasına gidelim.
O, oyuncağıyla çok gururludur.
O, çocuğu için bir oyuncak aldı.
Çocuğa bir oyuncak aldı.
Anne, Tom benim oyuncağımı geri vermeyecek!
Bu silah bir oyuncak değildir, çocuk!
Tom oyuncak arabalarıyla oynamayı seviyor.
Büyükbabası ona pahalı bir oyuncak aldı.
Tom oyuncak kamyonuyla oynuyor.
Bu oyuncak bebeği satın almak istiyorum.
Çocuk oyuncak araba için ağladı.
O oyuncak tahtadan yapılmış.
Erkek kardeşim bana küçük bir oyuncak satın aldı.
- O oyuncak kapış kapış satılıyor.
- O oyuncak çok satılıyor.
Oyuncak mağazası okulun yanında.
Benim için her şey bir oyuncak olabiliyordu.
Çocuğu için güzel bir oyuncak aldı.
O, çocuğu için bir oyuncak satın alıyor.
Mahallede bir oyuncak dükkanı var.
Oğlan oyuncak askerleri ile oynuyor.
Oyuncakçı dükkanına bitişik yaşıyorum.
Oyuncak bölümü beşinci katta.
Çocuk oyuncağı nasıl sökeceğini biliyor.
Oyuncağı küçük kız kardeşi tarafından kırıldı.
Ben senin oyuncağın değilim.
Babamdan bu oyuncağı satın almasını istedim.
Seni uyarmalıyım, bu oyuncak bağımlılık yapıcıdır.
Fadıl arka bahçesinde bir oyuncak araba buldu.
Tom oyuncaklarını oyuncak kutusuna koydu.
- Tom kedisine oyuncak aldı.
- Tom kedisi için bir kedi oyuncağı aldı.
Aynısı Oyuncak Hikâyesi'nde olmakta.
O silahla oynama, o bir oyuncak değil.
Babam oyuncağımı ellerimden çekip aldı.
Tom Noel'de, oyuncak bir çekiç ve bir alet kutusu aldı.
Çocuğun oynadığı oyuncak bozuk.
Kız bebeği oyuncağı görmeme izin vermedi.
Çocuklarla birlikte oyuncak mağazasına gidiyorum.
Sadece masaya bir oyuncak koyun.
Çocuk için bir oyuncak satın alacağım.
Annem bu oyuncağı bana sekiz yaşımdayken aldı.
Ebeveynler bebeklerini bir oyuncakla eğlendirmeye çalışır.
Annem bana bu oyuncağı ben sekiz yaşındayken satın aldı.
Oyuncak bebeklerden bazıları satın almak için çok pahalı.
Çocukken en sevdiğin oyuncak hangisiydi?
- Çocuk oyuncağı istediği için hiddetle bağırmaya başladı
- Çocuk oyuncağı istediği için çığlığı bastı.
Oyuncağını aradığım çocuk benim oğlum.
Çocuk, oyuncağı küçük kız kardeşinden aldı.
Anne, oyuncağımı düşürdüm. Onu benim için alabilir misin?
"Yeni bir oyuncak aldın mı?" "Evet, onu amcam satın aldı."