Translation of "Towns" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Towns" in a sentence and their turkish translations:

I like small towns.

Küçük kasabaları severim.

Ghost towns are creepy.

Hayalet kasabalar ürperticidir.

Towns are very crowded today.

Bugün kasabalar çok kalabalık.

Towns are larger than villages.

Şehirler köylerden büyüktür.

You hate small towns, right?

Küçük kasabalardan nefret ediyorsun, değil mi?

Underground snake pits, and old abandoned towns,

yerin altındaki yılan çukurlarına ve saklanacak bir sürü yer olan

Towns sprang up all along the railroad.

Bütün demiryolu boyunca kasabalar türedi.

Hundreds of cities and towns suffered damage.

Yüzlerce şehir ve kasaba hasar gördü.

The pontoon bridges are used in small towns,

ponton köprüler küçük şehirlerde kullanılıyor,

The two towns are separated by a river.

İki kasaba bir nehirle ayrılır.

The station is located between these two towns.

İstasyon, bu iki kasaba arasında yer alır.

Ghost towns are not completely unpopulated, are they?

Hayalet kasabalar tamamen boş değil, değil mi?

Many people visit the beautiful towns of Italy.

Birçok insan, İtalya'nın güzel şehirlerini ziyaret eder.

They lived on farms or in small towns.

Çiftliklerde ya da küçük kasabalarda yaşadılar.

He grew up in small towns in Texas.

Teksas'ta küçük şehirlerde büyüdü.

The station is situated in between the two towns.

İstasyon iki şehir arasında yer almaktadır.

In towns, speed is limited to 50 km/h.

- Şehirlerde hız sınırı 50 km / h dir.
- Şehirlerde, hız saatte 50 km ile sınırlıdır.

A little village is situated in between both towns.

Küçük bir köy, iki kasaba arasında yer alır.

In university towns, people are constantly coming and going.

Üniversite şehirlerinde insanlar sürekli geliyorlar ve gidiyorlar.

In small towns, everyone knows everything about one another.

Küçük kasabalarda, herkes birbirleriyle ilgili her şeyi bilir.

In India, there are lots of rural areas around big towns.

Hindistan'da büyük şehirlerin etrafında birçok kırsal alan vardır.

Destroyed towns and burned farmland stretch as far as the eye can see.

Tahrip edilmiş kasabalar ve yakılmış çiftlikler gözün görebildiği kadar uzanıyor.

And like many small towns in England, it has quite a long history.

Ve İngiltere'deki pek çok küçük kasaba gibi, onun oldukça uzun bir geçmişi vardır.

Bhutan's national sport is archery, and contests are regularly organized in most towns.

Butan'ın milli sporu okçuluktur ve yarışmalar düzenli olarak çoğu şehirlerde düzenlenir.

Fleeing from the several pillaged towns to the west, in the Despotate of Vidin.

Yağmalanmış birkaç şehirden kaçtı ve batıya, Vidin Despotluğuna doğru yola çıktı.

People from all the surrounding towns traveled to Mary's farm to buy her coleslaw.

Tüm çevre kasabalardan insanlar lâhana salatası almak için Mary'nin çiftliğine gitti.

Companies started to make all kinds of investments: they built ghost towns, bought out companies

Şirketler her türlü yatırımı yapmaya başladı, hayalet şehirler inşa ettiler,

Our town was added to the list of the most beautiful towns in the country.

Bizim kasabamız ülkedeki en güzel kasabalar listesine eklendi.

Because I grew up poor white trash in one of the wealthiest towns in the US.

çünkü ABD'nin en zengin kasabalarının birindeki çöplüklerde büyüdüm.

But since there are a lot of unsold ghost towns, empty houses, and bankrupt real estate

Ama yine de ortalıkta satılmamiş hayalet şehirler, boş evler ve iflas etmiş

The main streets of many small towns have been all but abandoned thanks, in large part, to behemoths like Wal-Mart.

Birçok küçük kasabaların ana yolları büyük ölçüde Wal-Mart gibi büyük devlerin sayesinde neredeyse bırakılmaktadırlar.

The Ukrainian security forces are trying to occupy the towns and villages between Donetsk and Luhansk in order to cut off those two important cities from each other.

Ukrayna güvenlik güçleri bu iki önemli kenti birbirinden ayırmak amacıyla Donetsk ve Luhansk arasındaki kasaba ve köyleri işgal etmeye çalışıyorlar.