Translation of "Swore" in Turkish

Tom swore.

Tom küfretti.

I swore.

Ben yemin ettim.

- They swore that they'd win.
- They swore they'd win.

Kazanacaklarına yemin ettiler.

- He swore he was innocent.
- She swore she was innocent.

Masum olduğuna yemin etti.

Tom swore at me.

Tom bana küfretti.

I swore at Tom.

Tom'a yemin ettim.

Tom swore he'd wait.

Tom bekleyeceğine yemin etti.

Tom swore he'd win.

- Tom kazanacağına yemin etti.
- Tom, kazanacağına yemin etti.

- Tom swore.
- Tom cursed.

Tom küfür etti.

When they swore at my father, they swore at me too.

Onlar babama küfrettiği zaman bana da küfrettiler.

- They swore that they'd quit smoking.
- They swore they'd quit smoking.

- Sigarayı bırakacaklarına yemin ettiler.
- Sigara içmeyi bırakacaklarına yemin ettiler.

- They swore that they were innocent.
- They swore they were innocent.

Masum olduklarına yemin ettiler.

- Tom swore that it was true.
- Tom swore it was true.

Tom bunun doğru olduğuna dair yemin etti.

Tom swore he was innocent.

Tom masum olduğuna yemin etti.

He swore to quit smoking.

O, sigara içmeyi bırakmaya yemin etti.

Fadil swore like a sailor.

Fadıl bir denizci gibi küfür etti.

Tom swore he'd do that.

Tom onu yapacağına yemin etti.

You swore you'd do that.

Sen bunu yapacağına yemin ettin.

Sami swore at the staff.

Sami personele küfür etti.

- Tom swore he'd never do that.
- Tom swore he wouldn't ever do that.

Tom bunu asla yapmayacağına yemin etti.

I swore I'd never do that.

Onu asla yapmayacağıma yemin ettim.

I swore I'd never tell anyone.

Kimseye söylemeyeceğime yemin ettim.

You swore that you loved me.

Sen beni sevdiğine yemin ettin.

Tom swore that he'd quit smoking.

Tom sigarayı bırakacağına yemin etti.

Tom swore he wouldn't tell Mary.

Tom, Mary'ye söylemeyeceğine yemin etti.

Tom swore he didn't do that.

Tom onu yapmadığına yemin etti.

Tom swore he wouldn't do that.

Tom, bunu yapmayacağına yemin etti.

Tom swore he'd do that today.

Tom bugün bunu yapacağına yemin etti.

Sami swore he would get revenge.

Sami intikam alacağına dair yemin etti.

He swore that he'd quit smoking.

- Sigarayı bırakacağına yemin etti.
- Sigara içmeyi bırakacağına yemin etti.

She swore that she'd quit smoking.

- Sigara içmeyi bırakacağına yemin etti.
- Sigarayı bırakacağina yemin etti.

- Tom swore he'd never do that again.
- Tom swore he wouldn't ever do that again.

Tom onu bir daha asla yapmayacağına yemin etti.

- Tom swore that Mary told him she'd done that.
- Tom swore that Mary told him that she'd done that.
- Tom swore Mary told him she'd done that.
- Tom swore Mary told him that she'd done that.

Tom, Mary'nin ona bunu yaptığını söylediğine yemin etti.

I swore I'd never be like Tom.

Asla Tom gibi olmayacağıma yemin ettim.

They swore to keep it a secret.

Onlar onu bir sır olarak saklayacağına yemin etti.

Tom swore to keep it a secret.

Tom onu bir sır olarak saklayacağına yemin etti.

Mary swore to keep it a secret.

Mary onu bir sır olarak saklayacağına yemin etti.

I swore to tell the whole truth.

- Bütün gerçeği söylemek için yemin ederim.
- Bütün gerçeği söyleyeceğime yemin ederim.

Tom swore he'd never hit Mary again.

Tom, Mary'ye bir daha asla vurmayacağına yemin etti.

Tom swore he'd never hit me again.

Tom bana tekrar vurmadığına yemin etti.

Tom swore he wouldn't do that again.

Tom onu bir daha yapmayacağına yemin etti.

Tom swore he wouldn't do that today.

Tom bugün bunu yapmayacağına yemin etti.

He swore that he would no longer drink.

O artık içmeyeceğine yemin etti.

I swore I'd never do that to anyone.

Onu birine asla yapmayacağıma yemin ettim.

I swore never to speak to her again.

Onunla bir daha konuşmayacağıma yemin etmiştim.

Tom swore that he hadn't told anyone the secret.

Tom sırdan kimseye bahsetmediğine yemin etti.

The two lovers swore to love each other for eternity.

İki aşık, birbirlerini sonsuza kadar sevmeye and içtiler.

When they got married, they both swore to never lie.

Evlendikleri zaman her ikisi de yalan söylememek için yemin ettiler.

Tom swore he wasn't going to say anything to anybody.

Tom kimseye bir şey söylemeyeceğine yemin etti.

Tom swore he wouldn't tell Mary about what had happened.

Tom olanları Mary'ye anlatmayacağına yemin etti.

He swore he would take revenge in a terrible way.

Korkunç bir şekilde intikam alacağına yemin etti.

- Mary promised she'd quit smoking.
- Mary swore that she'd quit smoking.

- Mary sigara içmeyi bırakacağına yemin etti.
- Mary sigarayı bırakacağına yemin etti.

Sami swore on everything that he never said anything to Layla.

Sami Leyla'ya hiçbir şey demediği konusunda her şeye yemin etti.

They would not believe me even if I swore it was the truth.

Gerçek olduğuna yemin etsem bile bana inanmazlar.

Tom swore that he ate at least twice as much as his wife.

Tom, en az onun eşinin iki katı kadar yediğine yemin etti.

He swore that he ate at least twice as much as his wife.

Karısının yediğinden iki kat fazla yediğine yemin etti.