Examples of using "Surely" in a sentence and their turkish translations:
Kesinlikle bu gereksiz.
O kesinlikle bir yanlış anlaşılma.
Şüphesiz o zaten gitti.
Tom kesinlikle kabul ederdi.
Kesinlikle gitmek zorunda mısın?
Bugün kesinlikle yağmur yağacak.
Muhakkak birine söyledin.
Zaman kesinlikle değişti.
Tom kesinlikle kazanacak.
Elbette ona inanmıyorsun.
Şüphesiz onu görebilirsin.
Onları kesinlikle özleyeceğim.
Biz kesinlikle daha iyisini yapabiliriz.
Kesinlikle Tom'a güvenilir.
Mutlaka bir yanlışlık vardı.
Kesinlikle o bu gece beni arayacak.
- Elbette, onu kastedemezsiniz.
- Elbette, onu yapamazsınız.
Elbette ciddi olamazsın.
yapabilir diye düşündüm.
- Çabanız mutlaka sonuç verecek.
- Çabanız mutlaka meyvesini verecek.
Şüphesiz Tom bunun farkında.
Kesinlikle o zeki bir çocuk.
Şüphesiz havalar düzelecektir.
Kesinlikle ne yapacağını biliyor musun?
İkincisi kesinlikle daha iyi olacak.
Kesinlikle yapabileceğimiz bir şey vardı.
insalar yavaş yavaş ama içten şekilde gülmeye başladı.
Sözcük grupları kesinlikle cümlelerden çok daha ilgi çekicidir.
Bir dahaki sefere kesinlikle daha iyi olacak.
Ben kesinlikle senin bize yardımcı olabileceğini umuyorum.
Bu filmden sonra kesinlikle kabuslar göreceğim.
Tom kesinlikle bu sabah mutlu olacaktır.
Kesinlikle kimse bu cümleyi aramayacak.
Şüphesiz Tom'la irtibata geçebiliriz.
Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı!
Tanrı ölü değildir, o gerçekten hayatta.
Kesinlikle bugün biri gelecek ve bize yardım edecek.
Tom kesinlikle bunun iyi bir fikir olduğunu düşündü.
Eğer bir şey içmezsen kesinlikle ölürsün.
Elbette ona inanmıyorsun, değil mi?
Güvenlik kameralarına mutlaka bir şeyler takılmıştır.
Şüphesiz, bunu düzeltebileceğimiz bir yol var.
Tom muhtemelen onaylardı.
İngilizce yavaşça ama emin adımlarla Avrupa'da önemini yitiriyor.
yalnız şirketler tabii ki daha ucuz iş gücünü tercih eder.
Uykudan sonra Tom eminim daha iyi bir ruh hali içinde olacaktır.
O sürekli sana bakıyor. O kesinlikle seni seviyor.
Eğer şu anda Madrid'te yaşıyorsam kesinlikle bir nedeni var!
"Ben bir korkak mıyım yoksa taktisyen miyim?" "Taktisyen." "Elbette taktisyen."
Hepimiz bir portakal yersek kesinlikle iskorbütten kaçınırız.
Hayalinin gerçekleşeceği gün kesinlikle gelecek.
Tom kesinlikle kazanacak.
Biz eve varmadan önce sen kesinlikle bunu unutacaksın.
Eğer annen sadece bilseydi, onun kalbi kesinlikle ikiye ayrılırdı.
Yani bir eczaneyle döndürmüyorsunuz herhalde hayatınızı, değil mi?
Siz gençsiniz ve sağlıklısınız ve mutlaka uzun bir hayat yaşayacaksınız.
Eğer bir gün alkolik olursam, kesinlikle tatile Antalya'ya gideceğim.
Elbette Allah katında en üstün olanınız en dürüst olanınızdır.
Biraz dinlenirsek kesinlikle çok fazla ferahlamış hissederiz.
Sen bunu bana anlatan ilk kişi değilsin, muhakkak son kişide değilsin.
Tanrı ölmedi, o kesinlikle hayatta. Aslan gibi kükreyerek içeride yaşıyor.
Beşimizin arasında, en fazla dil konuşabilen kişi kesinlikle odur.
Bu ifade güzel olduğu kadar doğrudur. Onu kesinlikle unutmayacağım.
Ben onun kesinlikle geliyor olduğunu düşünüyorum.
Okyanus araştırmasının geleceğini onun geçmişiyle tahmin edeceksek birçok heyecan verici keşifleri elbette dört gözle bekleriz.
Tom'un onu yapacağı kesin.
Tom kesinlikle bunu yapacak.
Tom kesinlikle kazanacak.
Bu ifade hem gerçek hem de güzel. Onu kesinlikle unutmayacağım.
Şurası muhakkak ki, günümüz toplumunda tüketimin insan hayatında önemli bir yere haiz olduğunu ve refah seviyesini ve mutluluğunu yakından alâkadar etmesinin tabii olduğunu söyleyebiliriz.