Translation of "Misunderstanding" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Misunderstanding" in a sentence and their turkish translations:

Or misunderstanding

veya yanlış anlama olduğunu düşündü

It's a misunderstanding.

Bir yanlış anlama var.

A misunderstanding occurs.

Bir yanlış anlaşılma meydana geldi.

That's surely a misunderstanding.

O kesinlikle bir yanlış anlaşılma.

That was a misunderstanding!

O bir yanlış anlamaydı!

There's been a misunderstanding.

Bir yanlış anlaşılma vardı.

This is a misunderstanding.

Bu bir yanlış anlama.

It's all a misunderstanding.

O tamamen bir yanlış anlama.

We've had a misunderstanding.

Aramızda yanlış anlama oldu.

- I'm afraid there's a misunderstanding.
- I'm afraid that there's a misunderstanding.

Maalesef bir yanlış anlama var.

- I think there's been a misunderstanding.
- I think there's a misunderstanding.

Sanırım bir yanlış anlama var.

There must be a misunderstanding.

Bir yanlış anlama olmalı.

There must be some misunderstanding.

Bir yanlış anlama olmalı.

I'm afraid there's a misunderstanding.

Maalesef bir yanlış anlama var.

It's all a big misunderstanding.

Bu tamamen büyük bir yanlış anlama.

It's all just a misunderstanding.

Bu sadece bir yanlış anlaşılma.

It was all a misunderstanding.

- Bunun hepsi bir yanlış anlamaydı.
- Bu tamamen bir yanlış anlaşılmaydı.

This is all a misunderstanding.

Bunun tümü bir yanlış anlaşılma.

This was all a misunderstanding.

Bu tamamen bir yanlış anlamaydı.

It's probably just a misunderstanding.

Bu muhtemelen sadece bir yanlış anlaşılma.

Was it just a misunderstanding?

Yalnızca bir yanlış anlamamıydı?

You as usual, are misunderstanding.

Her zamanki gibi yanlış anlıyorsun.

That was a complete misunderstanding.

O tamamen bir yanlış anlamaydı.

What happened was a misunderstanding.

Olan bir yanlış anlamaydı.

It's all a terrible misunderstanding.

Bunun hepsi korkunç bir yanlış anlama.

Tom laughed at the misunderstanding.

Tom yanlış anlamaya güldü.

This is just a misunderstanding.

Bu sadece bir yanlış anlama.

It was a big misunderstanding.

Bu büyük bir yanlış anlaşılmaydı.

That may be a misunderstanding.

Bu yanlış anlaşılma olabilir.

It's only a minor misunderstanding.

Bu sadece küçük bir yanlış anlaşılmadır.

There's obviously been some misunderstanding.

Belli ki biraz yanlış anlaşılma var.

There's obviously been a misunderstanding.

Belli ki bir yanlış anlaşılma var.

We're sorry for misunderstanding you.

Sizi yanlış anladığımız için üzgünüz.

- It was all just a big misunderstanding.
- It was all just a huge misunderstanding.

Bu sadece büyük bir yanlış anlamaydı.

Racism didn't start with a misunderstanding,

Irkçılık bir yanlış anlaşılma ile başlamadı

There appears to be a misunderstanding.

Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.

How did this misunderstanding ever arise?

Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?

They laughed over their silly misunderstanding.

Onlar onların aptalca yanlış anlamalarına güldüler.

There seems to be a misunderstanding.

Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.

This is all a big misunderstanding.

Bu kocaman bir yanlış anlaşılma.

It seems to be a misunderstanding.

Yanlış bir anlaşılma olmalı.

It's all just a big misunderstanding.

- Büyük bir yanlış anlama oldu.
- Büyük bir yanlış anlaşılma olmuş.

I think there's been a misunderstanding.

Sanırım bir yanlış anlama var.

I'm sure this is a misunderstanding.

Bunun bir yanlış anlama olduğuna eminim.

This has all been a misunderstanding.

Bunun hepsi bir yanlış anlamaydı.

It was all just a misunderstanding.

Hepsi tamamen yanlış anlamaydı.

There's clearly been a misunderstanding here.

Açıkça burada bir yanlış anlaşılma vardı.

It was really just a misunderstanding.

Bu gerçekten sadece bir yanlış anlaşılmaydı.

There may have been a misunderstanding.

Bir yanlış anlama olabilir.

I'm sure it's just a misunderstanding.

Bunun sadece bir yanlış anlama olduğundan eminim.

Was it really just a misunderstanding?

Bu gerçekten sadece bir yanlış anlama mıydı?

It was all a big misunderstanding.

Bu tamamıyla büyük bir yanlış anlaşılmaydı.

I think it was a misunderstanding.

Sanırım bu bir yanlış anlamaydı.

It seems that there was a misunderstanding.

Bir yanlış anlaşılma olduğu görülüyor.

I didn't want to risk a misunderstanding.

Bir yanlış anlaşılmayı göze almak istemiyorum.

This is obviously just a big misunderstanding.

Bu belli ki sadece büyük bir yanlış anlama.

Thank you for clearing up the misunderstanding.

Yanlış anlaşılmayı düzelttiğin için teşekkürler.

There's obviously been some sort of misunderstanding.

Açıkçası bir tür yanlış anlama var.

There must be some misunderstanding between us.

Aramızda bir yanlış anlama olmalı.

I'm sure it was just a misunderstanding.

Bunun sadece bir yanlış anlaşılma olduğundan eminim.

According to Tom, there was a misunderstanding.

Tom'a göre bir yanlış anlaşılma vardı.

Let's try to clear up this misunderstanding.

Bu yanlış anlaşılmayı düzeltmeye çalışalım.

I'm sure this is just a misunderstanding.

Bunun yalnızca bir yanlış anlama olduğuna eminim.

It was all just a big misunderstanding.

- Bunun tamamı sadece büyük bir yanlış anlaşılmaydı.
- Bu sadece büyük bir yanlış anlamaydı.

This problem arose from a mutual misunderstanding.

- Bu sorun, karşılıklı yanlış anlamadan ortaya çıktı.
- Bu problem karşılıklı yanlış anlamadan doğdu.

I'm sure this is all a misunderstanding.

Bütün bunların bir yanlış anlama olduğuna eminim.

A foolish misunderstanding severed their long friendship.

Salakça bir yanlış anlaşılma yüzünden uzun yıllar süren arkadaşlıkları bitti.

This problem is based on a misunderstanding.

Bu problem bir yanlış anlamaya dayalıdır.

I think there has been some misunderstanding here.

Ben burada bir yanlış anlama olduğunu düşünüyorum.

I don't want there to be any misunderstanding.

Herhangi bir yanlış anlama olmasını istemiyorum.

I'd like to make sure there's no misunderstanding.

Hiçbir yanlış anlama olmadığından emin olmak istiyorum.

Tom came too early because of a misunderstanding.

Tom bir yanlış anlamadan dolayı çok erken geldi.

I think the whole thing was a misunderstanding.

Sanırım her şey bir yanlış anlamaydı.

Are you sure there wasn't some kind of misunderstanding?

Bir tür yanlış anlaşılma olmadığından emin misin?

Seeing that he is angry, there must be some misunderstanding.

Onun kızgın olduğu göz önüne alınınca, bir yanlış anlama olmalı.

That's a misunderstanding, for sure. You're giving me too much credit.

Bu kesinlikle bir yanlış anlaşılma. Bana çok fazla kredi veriyorsunuz.

I don't want there to be any chance of a misunderstanding.

Herhangi bir yanlış anlaşılma olasılığının olmasını istemiyorum.

Man has many wishes that he does not really wish to fulfil, and it would be a misunderstanding to suppose the contrary. He wants them to remain wishes, they have value only in his imagination; their fulfilment would be a bitter disappointment to him. Such a desire is the desire for eternal life. If it were fulfilled, man would become thoroughly sick of living eternally, and yearn for death.

İnsanın gerçekten yapmak istemediği bir sürü istekleri vardır, ve aksini düşünmek bir yanlış anlama olurdu.O onların istekler kalmasını ister, onların sadece onun hayalinde değeri vardır; Onların yapılması ona karşı daha şiddetli bir hayal kırıklığı olurdu. Böyle bir istek sonsuz hayat için istektir.Eğer onlar yerine getirilse, insan sonsuza kadar yaşamaktan tamamen usanırdı ve ölümü isterdi.